27 Mayıs 2015 Çarşamba
DİŞ BEYAZLATMANIN 5 YOLU
Oksijenli su ve karbonat
Oksijenli su ve karbonat evde diş beyazlatma yöntemlerinin en sık kullanılanıdır. Macun kıvamına gelene kadar her iki maddeden de karıştırın ve diş fırçanız ile her zamanki gibi dişlerinizi fırçalayın. Ancak bu karışımı 3-5 gün kullandıktan sonra tekrar kullanmak için 6 ay kadar beklemelisiniz. Aşındırıcı madde olan bu iki malzeme dişlerinize zarar verebilir. Ev yapımı tarifleri doktorunuza danışmadan denememenizi öneririz.Elma sirkesi gargarası
Seyreltilmiş elma sirkesinin dişlerde inanılmaz bir etkisi olduğu söylenir. 3 ölçek su ve 1 ölçek sirkeyi karıştırıp gargara olarak kullanabilirsiniz.Muz kabuğu
Muz kabuğunun iç kısmı potasyum, manganez ve magnezyum gibi mineraller açısından oldukça zengindir. Bu mineraller diş minesi tarafından emilir ve beyazlatıcı etki gösterir. Dişlerinizi fırçaladıktan sonra muz kabuğunun içini dişlerinize sürün ve 2 dakika bekletin. Ardından iyice durulayın.Aktif karbon
Son zamanların çılgınlarından biri de aktif karbon ile diş beyazlatma furyası. New Jersey'li diş hekimi Joseph Banker, aktif karbonun diş beyazlatmada inanılmaz etkili olduğunu belirtiyor. Az miktarda aktif karbon ve suyu karıştırıp dişleri fırçalarsanız beyazlatma etkisini göreceğinizi iddia ediyor. Tabii ki ağzınızı karbon tamamen gidene kadar durulamak ve asla yutmamak gerekiyor.Çilek macunu
Çilek, malik asit içerir. Bu asit, kahve, şarap ve çay lekelerine karşı muhteşem bir etkiye sahiptir. 2 çileği ezin ve karbonat ile karıştırıp 5-7 dakika dişlerinizi fırçalayın. Her gün kullanmamanızı öneririz.22 Mayıs 2015 Cuma
Vücut su kıtlığı çektiğinde
Vücut su kıtlığı çektiğinde kandaki suyu kullanırsa,
YÜKSEK TANSİYON hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde omurlardaki suyu kullanırsa,
BEL VE BOYUN FITIĞI hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde kemiklerdeki suyu kullanırsa,
gut - atrit gibi romatizmal hastalıklara yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde akciğerdeki suyu kullanırsa,
ASTIM hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde pankreastaki suyu kullanırsa,
ŞEKER hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde midedeki suyu kullanırsa,
ÜLSER hastalığına yakalanırız.
* Bağırsaklarda su eksilirse, kabızlık meydana gelir ve
KOLON kanseri olma tehlikesi yaşarız.
* Hücrenin su eksikliği çok artarsa, beynimiz hücreye oksijen göndermeyi keser. Oksijen kesilmesi sonucunda da hücre KANSERLEŞME sürecine girer !!!...
Hasta olmamak için vücüdumuzu susuz bırakmamalıyız.
Alkali - Canlı su içmeliyiz. Alkali ve canlı olmayan sular ne kadar çok içilse de vücut yine susuz kalmaktadır !!!...
Çağımızın en büyük problemi ; içilen ölü sulardır !!!
Hasta değil susuzsunuz .....
YÜKSEK TANSİYON hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde omurlardaki suyu kullanırsa,
BEL VE BOYUN FITIĞI hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde kemiklerdeki suyu kullanırsa,
gut - atrit gibi romatizmal hastalıklara yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde akciğerdeki suyu kullanırsa,
ASTIM hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde pankreastaki suyu kullanırsa,
ŞEKER hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde midedeki suyu kullanırsa,
ÜLSER hastalığına yakalanırız.
* Bağırsaklarda su eksilirse, kabızlık meydana gelir ve
KOLON kanseri olma tehlikesi yaşarız.
* Hücrenin su eksikliği çok artarsa, beynimiz hücreye oksijen göndermeyi keser. Oksijen kesilmesi sonucunda da hücre KANSERLEŞME sürecine girer !!!...
Hasta olmamak için vücüdumuzu susuz bırakmamalıyız.
Alkali - Canlı su içmeliyiz. Alkali ve canlı olmayan sular ne kadar çok içilse de vücut yine susuz kalmaktadır !!!...
Çağımızın en büyük problemi ; içilen ölü sulardır !!!
Hasta değil susuzsunuz .....
Vücut su kıtlığı çektiğinde
Vücut su kıtlığı çektiğinde kandaki suyu kullanırsa,
YÜKSEK TANSİYON hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde omurlardaki suyu kullanırsa,
BEL VE BOYUN FITIĞI hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde kemiklerdeki suyu kullanırsa,
gut - atrit gibi romatizmal hastalıklara yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde akciğerdeki suyu kullanırsa,
ASTIM hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde pankreastaki suyu kullanırsa,
ŞEKER hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde midedeki suyu kullanırsa,
ÜLSER hastalığına yakalanırız.
* Bağırsaklarda su eksilirse, kabızlık meydana gelir ve
KOLON kanseri olma tehlikesi yaşarız.
* Hücrenin su eksikliği çok artarsa, beynimiz hücreye oksijen göndermeyi keser. Oksijen kesilmesi sonucunda da hücre KANSERLEŞME sürecine girer !!!...
Hasta olmamak için vücüdumuzu susuz bırakmamalıyız.
Alkali - Canlı su içmeliyiz. Alkali ve canlı olmayan sular ne kadar çok içilse de vücut yine susuz kalmaktadır !!!...
Çağımızın en büyük problemi ; içilen ölü sulardır !!!
Hasta değil susuzsunuz .....
YÜKSEK TANSİYON hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde omurlardaki suyu kullanırsa,
BEL VE BOYUN FITIĞI hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde kemiklerdeki suyu kullanırsa,
gut - atrit gibi romatizmal hastalıklara yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde akciğerdeki suyu kullanırsa,
ASTIM hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde pankreastaki suyu kullanırsa,
ŞEKER hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde midedeki suyu kullanırsa,
ÜLSER hastalığına yakalanırız.
* Bağırsaklarda su eksilirse, kabızlık meydana gelir ve
KOLON kanseri olma tehlikesi yaşarız.
* Hücrenin su eksikliği çok artarsa, beynimiz hücreye oksijen göndermeyi keser. Oksijen kesilmesi sonucunda da hücre KANSERLEŞME sürecine girer !!!...
Hasta olmamak için vücüdumuzu susuz bırakmamalıyız.
Alkali - Canlı su içmeliyiz. Alkali ve canlı olmayan sular ne kadar çok içilse de vücut yine susuz kalmaktadır !!!...
Çağımızın en büyük problemi ; içilen ölü sulardır !!!
Hasta değil susuzsunuz .....
Çocuklara Kıymayın Efendiler......
Ey İnsan Kaf Dağı kadar yüksekte olsanda, kefene sığacak kadar küçüksün. Unutma herşeyin hesabı var üzdüğün kadar üzülürsün....
Çocuklara Kıymayın Efendiler......
Ey İnsan Kaf Dağı kadar yüksekte olsanda, kefene sığacak kadar küçüksün. Unutma herşeyin hesabı var üzdüğün kadar üzülürsün....
Değişik Kız Bebek isimleri
su
CANAN: Sevgili yar
CANDAN: Yürekten içten
CANEL: İçten candan uzatılan dostluk eli
CANKAT: Yaşamına can ekle sevinçle dol
CANSEL: Cana dair canla ilgili
CANSIN: İçten gönüldensin
CANSU: Cana benzer değerde
CAVİDAN: Ebedi sonsuz
CELİLE: Büyük ulu
CEMİLE: Hoşa giden davranış
CEMRE: Önce havada sonra suda ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi
CENNET: Dinsel inançlara göre iyilerin ölünce gideceğine inanılan yer
CEREN: Ceylan ahu
CEVHER: Bir şeyin özü - Güç enerji - Değerli taşlar
CEVRİYE: Eziyet cefa sıkıntı
CEYDA: Yararlı herkese iyilik yapan
CEYLA: Bu isim de çok istek almasına rağmen ben anlamını bulamadım. Bilen varsa lütfen yazsın.
CEYLAN: Geyik cinsinden gözlerinin güzelliğiyle ünlü hayvan
CİHAN: Evren alem
CİHANNUR: Alemi aydınlatan nurlu ışık
CİLVENAZ: Nazı özellikle yapan / Cilveyle nazı birarada bulunduran
__________________
DAMLA: Bir sıvının küçük parçacığı
DEFNE: Yaprakları güzel kokulu yaz kış yeşil olan bir ağaç türü
DELFİN: Yunus balığı
DEMET: Sapları bir araya getirilip bağlanan bitki ya da çiçek
DENİZ: Yeryüzünün 3/4'ünü oluşturan tuzlusu tabakası
DEREN: Derleyen toplayan
DERİN: Yüzeyi tabanından uzak olan
DERYA: Deniz çok bol gönül
DESTAN: Kahramanlık olaylarını konu alan şiir
DESTE: Cinsleri aynı ya da birbirine yakın şeylerin birarada bağlanması
DEVRAN: Talih kader
DİBA: Çiçek desenli ipek kumaş - Sevgilinin yüzü
DİCLE: Güneydoğu bölgemizde bir nehir
DİCLEHAN: Dicle ve han kelimelerinden oluşan isim
DİDE: Göz (Arapça)
DİDEM: Dide Göz: Didem= Gözüm
DİLAN: Gönül dostu gönüldaş
DİLARA: Gönül alıcı sevgili
DİLAY: Gönlü ay gibi parlak ışıklı olan / ışıl ışıl berrak konuşan
DİLBERAN: Dilberler güzeller
DİLBERAY: Ay gibi güzel kadın
DİLDAR: Birinin gönlünü almış sevgili
DİLEK: İstek arzu
DİLER: İsteyen dileyen
DİLHAN: İçten samimi söylenen
DİLRUBA: Gönül kapan herkesi kendine bağlayan
DİLŞAD: Gönlü hoş
DOLUNAY: Ayın tam olarak görünen biçimi
DÖNDÜ: Henüz evlenmemiş kız
DURU: Saf berrak
DUYGU: His gönülde uyanan yankı ya da tepki
DÜNYA: Yeryüzü
DÜRDANE: İnci tanesi
DÜRRİYE: İnci gibi parlayan
__________________
EBRU: Kaşe / Hare gibi dalgalı kumaş
ECE: Reis / Ulu / İlerigelen
ECEHAN: Yönetici konumundaki ecekraliçe
ECEM: Kraliçem benim sultanım
EDA: Anlatış yolu ve biçimi / Sevimli olma hali
EDİBE: Edepli terbiyeli - Edebiyatla uğraşan yazar
EDİS: Benzerlerinden üstün yüce
EFSER: Taç
EFTALYA: Bir dönemin ünlü gayrimüslim ses sanatçısı Denizkızı Eftalya'dan
EGE: Bir çocuğu koruyan ondan sorumlu olan - Bir deniz
EKİM: Ekme yetiştirme - Yılın onuncu ayı
EKİN: Buğday / Tahılın ekimden harman dönemine kadarki hali / Kültür
ELA: Sarıya çalar kestane rengi
ELÇİN: Deste / Demet / Bir kerede ele alınabilecek kadar az olan nesne
ELİF: Arap alfabesinin ilk harfi / dost tanıdık / ışık saçan güzel kız
ELMAS: Billurlaşmış karbondan oluşan sert değerli taş
ELVAN: Renkli renk renk / güzel kokuların yayılması
EMEL: Güçlü istek / Umulan ve beklenen şey
EMİNE: Güvenilir inanılır kimse
ENGİN: Uçsuz bucaksız genişlikte - Denizin karadan uzak geniş bölümü
ENİSE: Sevimli / Dost / Cana yakın arkadaş
ERDEN: Bakire - El sürülmemiş yer
ERGÜL: Erler içinde seçkinleşen erlerin gülü
ERTAÇ: Erkeklerin baştacı olmuş güzel
ESEN: Sağ salim rahat mutlu sağlıklı
ESER: Rüzgarın esmesi/ Ortaya konan yapıt
ESİN: Rüzgar / İlham /İçe doğan duyguve düşünce
ESMA: Adlar isimler
ESMERAY: Ay güzelliğinde esmerlik
ESRA: Arapça seri kelimesinden (ardarda sıralanan)'den esra
EVREN: Var olan şeylerin tümü - Felek cihan
EVRİM: Değişim ve gelişmeler dizisi
EVŞEN: Hafif / Şen olan ev gibi de tanımlanabilir
EYLEM: Değişiklikdoğuran davranış iş
EYLÜL: Yılın 30 gün süren 9. ayı (Güz'ün başlangıcı)
EYŞAN: Şanlı güzel güzelliği ile ünlü
EZGİ: Belli bir kuralla yaratılan duygu meydana getiren ses dizisi şarkı türkü
EZRA: Sözü konuşması düzgün
__________________
FADİK: Fatma adının bir söyleniş biçimi
FADİME: Fatma adının bir söyleniş biçimi (Fa-tı-ma)
FADİŞ: Fatma adının bir söyleniş biçimi
FAHİRE: Övünülecek iftihar edilecek - Kıymetli - Parlak güzel mükemmel FAHRİYE Bir karşılık beklemeden yapılan iş - Bir şiir türü
FAHRİYE: Bir işi çıkar beklemeden yapan
FAHRÜNİSSA: Övünülecek değerde kadın
FATMA: Sütten kesme / Aslı Fatima
FATMANUR: Fatma ve nur kelimelerinden türetilen isim
FATOŞ: Fatma adının halk arasında birbaşka söyleniş biçimi
FAZİLET: Erdem / İyi huyların tümü
FEHİME: Anlayışlı çabuk kavrayan
FERAH: Bol geniş / Rahatlık veren / Gönlü şenlendiren
FERAY: Aydınlık parlak
FERAYE: Ay ışığı
FERDA: Yarın / Gelecek zaman/ mecazi anlamda kıyamet günü
FERHAN: Sevinçli mesut
FERHUNDE: Mübarek kutlu uğurlu
FERİDE: Tek eşsiz benzeri olmayan
FERİHA: Sevinçli ferah
FERZAN: Bilim
FEVZİYE: Galip gelen üstün - Tanrının bereketiyle ilgili
FEYMAN: Ahlaki olgunluk
FEYZA: Başarılı refah içinde mutlu
FEZA: Uzay evrenin genişliği
FİDAN: Ağaçların genç ve yeni yetişeni
FİGEN: Çiçek demeti / Gölge yapan gölge düşüren
FİKRET: Fikir düşünce - Amaç niyet
FİKRİYE: Düşünce ile fikir ile ilgili
FİLİZ: Ağaçtan süren taze dalcıklar
FİRDEVS: Cennetteki altıncı bahçenin adı
FİRUZE: Mesut mutlu - Açık yeşille gök mavisi renkleri arasında kıymetli taş
FULDEM: Her zaman geniş açık görüşlü
FULDEN: Her zaman geniş açık görüşlü
FULYA: Nergislerden soğan köklü bir bitki
FUNDA: Küçük çalılık / Süpürge otu
FÜREYYA: Parlak ışıltılı günler
FÜRUZAN: Çok parlak parlayıcı aydınlık
FÜSUN: Efsun / Büyü sihir
__________________
GAMZE: Çene ya da yanakta gülümserken beliren çukurluk
GAYE: Amaç erek varılmak istenen hedef
GAZAL: Ceylan geyik - Güzel iri göz
GENCAY: Hilal
GİZEM: Sır / bilinmeyen şeyler esrarengizlik
GONCA: Açılmamış tomurcuk halinde gül
GÖKBEN: Özü genç olan
GÖKÇE: Sevimli güzel / Gök rengi mavimsi
GÖKÇEN: Mavi gözlü
GÖKNİL: Gökyüzüne ait olan Gök + Nil olarak da düşünülebilir
GÖKNUR: Nurlu ışıklı aydınlık gökyüzü
GÖKSU: Mavi su akarsulara verilen ad
GÖKŞİN: Gök gibi mavi gözlü / Sonsuz mavi derinlik
GÖNÜL: Kalp eğilim sevgi arzu heyecan gibi duyguların bulunduğu yer
GÖRKEM: İhtişam gösteriş
GÖZDE: Göze girmiş birince sevilip beğenilen
GÜHER: İnci / Soy sop
GÜL: Gülgillerin örneği olan bitki ve bunun çiçeği
GÜLAY: Güllerin açtığı ay mayıs
GÜLBAHAR: Ebru yapmakta kullanılan koyu kırmızıboya
GÜLBEN: Ben gül'üm anlamında
GÜLBİZ: Bizim gülümüz
GÜLCAN: Gül gibi güzel canlı
GÜLÇİN: Gül derleyen gül toplayan
GÜLDEM: Hiç solmayan her dem gül her dem gülen
GÜLDEN: Gül gibi güle ait gülden yapılmış
GÜLDEREN: Gül toplayan
GÜLDESTE: Gül destesi
GÜLEN: Güleç yüzlü
GÜLENDAM: Gül gibi endamlı zarif görünümlü
GÜLER: Gülen sevinçli
GÜLFEM: Gül dudaklı gül ağızlı
GÜLFİDAN: Gül fidanı gibi endamlı
GÜLGÜN: Gül renginde kırmızı pembe
GÜLHANIM: Gül gibi güzel kadın
GÜLİN: Güle ait olan gülden gelen
GÜLİSTAN: Gül bahçesi
GÜLİZ: Gül gibi güzel iz bırakan
GÜLİZAR: Gül yanaklı
GÜLLÜ: Güzel kadın / Gülü olan
GÜLNAZ: Gül gibi ince ve narin
GÜLNİHAL: Gül fidanı
GÜLNUR: Çevresini aydınlatan gül
GÜLPEMBE: Gül pembesi / Gül gibi pembe yanaklı
GÜLRİZ: Gül saçan gül serpen
GÜLSELİ: Gül seli
GÜLSEN: Gül gibi güzel
GÜLSEREN: Gül toplayan dağıtan
GÜLSOY: Gül gibi güzel bir soydan gelen
GÜLSÜM: Yuvarlak yüzlü güzel
GÜLSÜN: Yaşam boyu yüzü hep gülsün anlamında
GÜLŞAH: Gül dalı güllerin kraliçesi
GÜLŞEN: Gülistan / Gül bahçesi
GÜLTEN: Gül gibi pembe tenli
GÜLÜMSER: Her zaman gülümseyen
GÜN: Gündüz vakti / Aydınlık
GÜNAL: Gün al yaşa kızıl renkli güneş
GÜNER: Güneşin doğma zamanı - Fecr
GÜNEŞ: Kendi sistemi içindeki gezegenlere ısı ışık veren gökcismi
GÜNGÖR: İyi günler yaşa anlamında
GÜNİZ: Günün başlangıcını belirleyen görüntü
GÜNNUR: Güneş ışığının aydınlığı nuru
GÜNSEL: Günle ilgili güne ait
GÜNSELİ: Işık seli bol parlak ışık demeti
GÜRCAN: Herkesi seven özveride bulunan
GÜVEN: Birşeyden beklenen niteliğe inanıp ona göre davranmak
GÜZİDE: Seçkin seçme seçilmiş
GÜZİN: Seçici beğenici
------------------------------------------------------------------
HABİBE: Seven sevgili dost
HACER: Taş kaya parçası çakıl
HAFİZE: Koruyucu esirgeyici
HALE: Ayın çevresinde görülen ışıklı halka
HALENUR: Ayın ya da güneşin çevresindeki halkadan geçen ışık
HALİDE: Sürüp gelen sürekli geç yaşlanan
HALİME: Sakin sessiz
HAMİDE: Şükredici hamd edici
HAMİYET: İnsanın aile ve ülkesini koruma çabası iyilik severlik
HANDAN: Gülen şen
HANDE: Gülüş gülme / alay etme eğlenme
HANIM: Soylu kadın bayan
HANİFE: Allah'ın birliğine inanan iman eden
HARİKA: Eşyanın tabiatı dışında doğa üstü garip şey olağanüstü
HASİBE: Kişisel değeri olan ünlü soydan gelen
HASRET: Ele geçirilemeyen bir şeye üzülmek - İç çekme inleme
HATIRA: Anı andaç
HATİCE: Erken doğan kız çocuğu
HAVVA: Allah'ın yarattığı ilk kadın
HAYAL: İnsanın beyninde kurduğu düşünceler kesitler olaylar
HAYAT: Yaşam doğumdan ölüme kadar geçen süre
HAYRİYE: Hayr'la iyilikle ilgili
HAYRÜNİSSA: Kadınların hayırlısı
HAZAL: Haz duy tad al anlamında
HAZAN: Güz sonbahar
HAZER: Deniz büyük su
HEDİYE: Armağan bahşiş
HİCRAN: Ayrılık - Unutulmaz acı keder
HİLAL: Gül yanaklı
HURİ: Cennet kızı melek
HURİYE: Melekle ilgili melek gibi
HÜLYA: Kuruntu hayal
HÜMEYRA: Aklık beyazlık
HÜNER: Marifet beceri herkesin yapamadığı şeyleri yapmak
HÜRMÜZ: Zerdüşt dininde iyilik ve hayır tanrısı
HÜRREM: Sevinçli hoş vakit geçiren
HÜRRİYET: Özgürlük
HÜSNİYE: Güzellikle ilgili güzelliğe ait
__________________
ILGAZ: Hücum akın - Bir dağ
ILGIN: Akdeniz bölgesinde yetişen birtür ağaç
IRMAK: En büyük akarsu nehir
IŞIK: Cisimleri görmemizi sağlayan fiziksel erke
IŞIL: Aydınlık parlak ışık
IŞILAY: Ay ışığı mehtap
IŞILTI: Parıltı titrek ışık
IŞIN: Bir ışık kaynağından çıkan ışık demeti
ITIR: Güzel koku / Çiçek
---------------------------------------------------
İCLAL: Azamet büyüklük ağırlama ikram
İDİL: Kır hayatını anlatan şiir ya da yazı - İçten saf aşk
İFFET: Temizlik namuslu olmak
İKBAL: Baht açıklığı işlerin doğru gitmesi
İLAYDA: Su perisi
İLCAN: Ülkenin canı sevdiği
İLGİN: Yabancı gurbette yaşayan
İLHAN: Moğol hükümdarı
İLKAY: Ayın ilk hali
İLKBEN: Ben ilk'im anlamında
İLKCAN: İlk doğan çocuklara verilen ad
İLKE: Temel düşünce ana görüş ve inanış
İLKİN: Önce öncelikle
İLKNUR: Ayın ilk hali
İLKSEN: Önce sen anlamında
İLKYAZ: Bahar sonu Yaz başlangıcı
İLSU: lkenin suyu bereketi
İLTER: Yurdunu seven koruyan
İMGE: Zihinde tasarlanan /düş hayal gibi gerçekleşmesi özlenen şey
İMRAN : Bayındırlık mutluluk bollukbereket
İMREN: Görünen bir şeyi ya da bir isteği elde etme isteği
İNCİ: İstiridyede oluşan küçük değerli süs tanesi
İNCİNUR: İnci gibi ışıklı parlak
İPEK: İpek böceği kozası çözülerek çıkarılan ince parlak tel
İREM: Cennet / Şam ya da Yemende bulunduğu ileri sürülen eski ünlü bahçe
İSMİHAN: Hükümdar ismi
İYEM: Güzellik
İZEL: İz + El /El izi anlamında
İZGİ: İyi güzel adaletli
__________________
JALE: Kırağı çiğ şebnem
JALENUR: Parlayan ışıldayan çiy
JÜLİDE: Karışık dağınık saç
-----------------------------------------
KADER: Değişmez bir karar ile iyilik yada kötülük hazırladığına inanılan olağan üstü güç
KADRİYE: Değerle ilgili / İtibar onur
KAMELYA: Çaygillerden büyük çiçekler açan bir bitki - Yabangülü
KAMİLE: Tam eksiksiz - Kemale ermiş - Bilgin bilgili
KAMURAN: İstediğine ulaşmış mutlu
KARANFİL: Kokulu bir çiçek
KARDELEN: Baharda çok erken açan bir çiçek - Çiğdem
KARMEN: Parlak kırmızı
KAYRA: Büyük birinden gelen iyilik - İhsan
KERİMAN: Cömert - Ulu büyük
KERİME: Cömert - Ulu büyük - Kız çocuk
KEVSER: Cennette bir akarsuyun adı
KEZBAN: Aslı Kedbanu - vekilharç kadın (evi çekip çeviren)
KISMET : Talih nasip kader
KIVILCIM: Yanan bir maddeden sıçrayan ateş parçası
KIYMET: Değer paha (baha) bedel
KİBARİYE: İnce zarif - Cömert asil
KİRAZ: Gülgillerden bir meyva ağacının sulu
KÖSEM: Sürülere rehberlik eden - Cildi temiz pürüzsüz
KUMRU: Güvercinden küçük boz renkli kuş
KÜBRA: En büyük
LALE: Yaprakları uzun çiçekleri kadeh biçiminde çeşitli renkleri olan soğanlı bir süs bitkisi
LALEHAN: Lalelerin sultanı
LAMİA: Parlak parlayan
LATİFE: Yumuşak hoşgüzelnazik - Güldüren güzel söz şaka
LEMAN: Parlama parıltı
LEMİDE : Parlak parıldayan
LERZAN: Titreyiş titrek
LETAFET: Latiflik hoşluk - Güzellik
LEYLA: Uzun ve karanlık gece
LÜTFİYE: İyi muamele güzellik ve hoşlukla ilgili
LÜTUF: İyilik güzellik hoşluk - İhsan bağış
MACİDE: Şan ve şeref sahibi
MAHİNUR: Ay ışığı - Ay yüzlü güzel
MAHMURE: Uyku basmış yarı baygın göz
MAKBULE: Alınan kabul olunan beğenilen
MANOLYA: Beyaz güzel kokulu ağaç ve çiçekleri
MARAL: Dişi geyik ceylan karaca
MEDİHA: Övülmeye neden olan
MEFHARET : Övünç övünme kıvanç
MEFKURE: Ulaşılmak istenilen en yüce amaç
MEFTUN: Gönül vermiş tutkun
MEHPARE: Ay parçası
MEHTAP: Ay ışığı Dolunay
MEHVEŞ: Ay yüzlü güzel
MELAHAT: Güzellik güzel yüzlülük yüzünde tatlı ifade olmak
MELDA: İnce ve taze vücutlu
MELEK: Allah ile insanlar arasında aracılık yapan manevi yaratık
MELİHA: Güzel Şirin
MELİKE: Kadın hükümdar hükümdarın karısı
MELİS: Bal arısı
MELİSA: Baklagillerden yaprakları liomu andıran kokulu bir bitki
MELODİ : Ezgi müzik parçası
MELTEM: Yazın karadan denize doğru esen mevsim rüzgarı
MENEKŞE: İnce saplı ufak mavi çiçekli güzel kokulu bitki
MENGÜ: Ebedi ölümsüz
MERİÇ: Bulgaristanla olan sınırımızda bulunan bir nehir
MERİH: Dokuz gezegenden biri (Mars)
MERVE: Mekke yakınlarında bir dağ
MERYEM: Dinine bağlı kadın
MESUDE: Mutlu bahtiyar
MISRA: Şiirin bir satırı
MİHRİBAN: Seven şefkatli
MİMOZA: İnce sarı yapraklı çiçek açan bir süs bitkisi
MİNE: Maden eşya üstündeki renkli sır tabakası
MİRAY: Yılın ilk aylarında doğan / Güneş gibi ay gibi parlayan
MUALLA: Makam ve rütbece yüksek olan
MUAZZEZ: Saygı uyandıran kıymetli - İzzet şeref sahibi
MUHTEREM: Saygın saygıdeğer
MUKADDER: Tanrı hükmü kader alın yazısı
MUKADDES: Kutsal olan mübarek olan Mukaddes Kutsal olan mübarek olan
MUNİSE: Sıcak kanlı sevimli
MUZAFFER: Zafer kazanan üstün gelen
MÜBERRA: Aklanmış temize çıkarılmış
MÜCELLA: Parlak cilalanmış
MÜESSER: Eser bırakan eser sahibi
MÜGE: İnci çiçeği
MÜJDE: İyi haber sevinçli haber
MÜJGAN: Kirpik
MÜKRİME: İkramı bol olan
MÜNEVVER: Aydınlatılmış parlak ışıklı bilgili
MÜNİRE: Işık veren aydınlatan
MÜRÜVVET: Kişilik şahsiyet insanlık
MÜŞERREF: Onurlandırılmış şerefli kılınmış
MÜYESSER: Kolaylıkla yapılan
MÜZEYYEN: Süslü süslenmiş bezenmiş
__________________
NACİYE: Kurtulmuş selamete kavuşmuş
NADİDE: Görülmemiş görülmedik ender bulunan
NADİRE : Az bulunur seyrek ender bulunan
NAFİA: Bir yeri güzelleştirmek için yapılan çalışmalar
NAGEHAN: Ansızın
NAĞME: Ezgi uyumlu ses
NAHİDE: Venüs - Ergenlik çağındaki kız
NAİLE: İsteğine ulaşmış
NALAN: İnleyen
NAME: Mektup - Aşk mektubu
NARİN: Zarif ince yapılı
NAŞİDE: Şiir okuyan yazan
NAZ: Kendini beğendirmek amacıyla yapılan davranış
NAZAN: Nazlanan işve yapan cilve yapan
NAZENDE: Nazlanan - Sevgili
NAZİFE: Zarif kibar - Temiz
NAZLI: Naz eden cilveli işveli
NAZMİYE: Şiirle ilgili düzenli
NEBAHAT: Onur şeref ün
NECLA: Çocuk evlat oğul kuşak sülalenesil
NECMİYE: Yıldızlarla ilgili yıldızlara ait
NEDİME: Hoş sohbet kadın - Kadın arkadaş
NEDRET: Az bulunan
NEFİSE: Beğenilen hoş güzel
NEHİR : Irmak büyük akarsu
NERGİS: Çiçekleri ayrı ayrı ya da bir kök üzerinde sarı ve beyaz renkte bir bitki
NERİMAN: Pehlivan yiğit
NERMİN: Nazik ince
NESLİHAN: Han soyundan gelen
NESLİŞAH: Şah soyundan gelen
NESRİN: Bir tür yaban gülü
NEŞE: Sevinç gönül ferahlığı
NEVAL: Talih - Bağış ihsan
NEVCAN: Yeni doğmuş
NEVİN: Yeni
NEVRA: Işıklı parlak çiçek
NEZAHAT: İç temizliği paklık
NEZAKET: Naziklik zariflik incelik ç
NEZİHE: Temiz pak
NİDA: Seslenme çağırma seslenen
NİGAR: Resim resim gibi güzel
NİHAL: İnce ve düzgün vücutlu fidan gibi
NİHAN: Gizli saklanmış görünmeyen sır giz
NİL: Afrika kıtasında bir nehir
NİLAY: Nil'e ışık saçan
NİLGÜN: Mavi renkte çivit rengi
NİLÜFER: Geniş yapraklı durgun sularda yetişen bir su bitkisi
NİMET: İyilik iyi bir yaşantı için gerekli şeyler
NİSA: Kadın
NİSAN: Yılın dördüncü ayı
NUR: Işık parıltı aydınlık Allah'ın gönderdiği ışık
NURAL: Kutsal ışık
NURAN: Işıklı nurlu aydın
NURAY: Ay ışığı gibi nurlu
NURCAN: Işık canlı can ışığı
NURÇİN: Işık derleyen
NURDAN: Işıklı parlak
NURGÜL: Işıklı gül gül gibi güzel ve aydınlık
NURHAN: Aydın hükümdar
NURİYE: Işıklı ışıktan gelme
NURPERİ: Peri kadar aydınlık güzel
NURSEL: Sel gibi ışık
NURSELİ: Işık seli
NURSEN: Işık gibi nurlu
NURŞEN: Işık gibi şen ve güler yüzlü
NURTEN: Teni ışık gibi beyaz olan
NÜKHET: Güzel ve hoş kokulu
__________________
OKŞAN: Sevil sevgiye değer ol
OLCA: Düşmandan ele geçirilen mal ganimet
OLCAY: Talih baht ikbal
ORKİDE: Az bulunup zor yetiştirilen değerli bir çiçek
OYA: İpek ibrişim kullanılarak iğne fırkete gibi şeylerle yapılan ince dantel
ÖĞÜN: Kendini yüceltgurur duy - Zaman - Kez defa - Önde gelen
ÖĞÜT: Birisine ne yapıp ne yapmaması gerektiğini belirten söz
ÖMÜR: Yaşama süresi - Hayat
ÖNGÜL: Direnen inatçı - Kılavuz - Öncü teşvik eden
ÖVGÜ: Övmek için kullanılan söz
ÖVGÜL: Övülmeye değer
ÖVÜN: Başarılarınla niteliklerinle yücel
ÖYKÜ : Hikaye / Masal
ÖZDEN: Özgür özle ilgili
ÖZGE: Başka yabancı iyi güzel
ÖZGEN: Özü geniş rahat
ÖZGÜL: Bir türe ait olan - Özü gül gibi olan
ÖZLEM: Hasret birine ya dabir yere duyulan görme arzusu
ÖZLEN: Görülmek istenilen ol hasreti çekilen ol
ÖZNUR: Özü ışıklı aydınlık
ÖZÜN: Şiir - Hak edilmiş ün
PAKİZE: Çok temiz hoş ve güzel
PAPATYA: Taç yaprakları beyaz ortası sarı baharda açan bir kır çiçeği
PARLA: Parlamak fiilinin emir kipi 3. tekil şahıs
PELİN: Siyah ve beyaz renkte acı kokulu bir tür bitki
PELİNSU : Pelin + Su (Bkz Pelin)
PEMBE : Açık kırmızı renk
PERÇEM: Kakül - Mızrak bayrak gibi şeylerin üzerine konulan püskül
PEREN: Ülker yıldızı
PERİ : Çok güzel çekici dişi cin
PERİHAN: Peri padişahı perilerin başı
PERRAN: Uçan uçucu
PERVİN: Ülker yıldız takımı (Süreyya)
PETEK: Arıların bal depoladığı yuvacık
PINAR: Suyun topraktan kaynayıp geldiği yer
PIRILTI: Parıldayan şeylerin çıkardığı ışık
PİRAYE: Süs bezek
PÜREN: Sarı kırmızı renkte açan küçük yapraklı bir tür ot
RABİA: Dördüncü
RAHİME: Acıyan esirgeyen
RAHŞAN: Işıltı
RANA: Güzel hoş
RAZİYE: Kabul eden boyun eğen
REBİA: Bahar
REFAH: Bolluk rahatlık
REFİKA: Eş zevce
REMZİYE: Sembolik simgesel
RENAN: İnleyen
RENGİN: Parlak renkli - Hoş süslü
REŞİDE: İyiyi doğruyu seçebilen ergin
REVAN: Su gibi akan - Ruh can
REYHAN: Fesleğen güzel kokulu bitki
REZZAN: Ağır başlı vakur ciddi
RUHAN: Güzel kokulu
RUHSAR: Yüz çehre
RUHŞEN: Neşeli canlı
RÜYA: Düş / Uyku anında bilinç altında oluşan kurgular
RÜYET: Görme.Kalp gözüyle görme
SAADET: Mutluluk
SABAH: Günün başlangıcı
SABAHAT: Güzellik
SABİHA: Güzel şirin
SABİTE : Yerinde duran kımıldamayan
SABRİYE: Sabırlı dayanıklı
SACİDE: Secdeye varan yere yüz süren
SADRİYE: Göğüsle ilgili
SAFİYE: Katıksız katışıksız saf
SAHİBA: Bir şeyi elde etmiş olan
SAHURE: Sahur zamanı doğan kız çocuğuna verilen ad
SAİME : Oruç tutan oruçlu
SAKİNE: Oynamayan kımıldamayan durgun
SALİHA: İyi yarar yetkili hakkı olan
SALİME: Eksiksiz sağ sağlam
SAMİME: Bir şeyin temeli en köklü yeri
SAMİYE: Yüksek ulu
SANAY: Ay gibi güzel
SANEM: Put - Güzel kadın
SANİA: Sanat eseri yaratan - Yapan oluşturan
SANİYE: Dakikanın 60'ta biri süresinde zaman birimi
SATI: Düğün alışverişi - Satış alışveriş
SEBLA: Uzun kirpikli göz
SEÇİL: Beğenilen seçilen
SEDA: Yankı ses
SEDEF: Midye ve istiridye gibi hayvanların beyaz ışıltılı parlak kabuğu
SEDEN: (Sedan) sesin seslenişin
SEHER: Tan ağartısı ortalığın aydınlandığı an
SELCAN: Hareketli coşkulu
SELDA: (Seldağ) Dağ seli dağdan inensel
SELEN: Haber havadis kulakla duyulanişitilen
SELİN: Senin Sel'in Sana ait sel
SELMA: Doğru ve iyi yolda selamette olma
SELVİ: Yaz kış yeşil kalan ince uzun birağaç
SEMA: Gökyüzü
SEMAHAT: Cömertlik el açıklığı
SEMİHA: Cömert gönüllü eli bol
SEMİN: Değerli pahalı
SEMİRAMİS: Asur kraliçesinin adı
SEMRA: Esmer
SENA: Övme övüş - Şimşek parıltısı
SENAY: Ay gibisin sen anlamında
SENEM: Tapılacak kadar güzel kadın sevgili
SENİHA: Yüce yüksek
SERAP: Çölde uzaktan su gibi görünen ışık yanıltmacı
SERAY: Ay gibi güzel
SEREN: Yelken gerilmek üzere direğe çapraz takılan ağaç
SERİN: Ilıkla soğuk arası
SERPİL: Serpilmiş gelişmiş
SERRA: Rahatlık kolaylık
SERTAP: İnatçı
SERVA: Masal
SEVAL: Severek alınan
SEVCAN: Sevgili insan
SEVDA: Aşk sevgi tutku tutkunluk
SEVGİ: Aşk sevme duygusu
SEVİL: Sevgiye değer sevilen
SEVİLAY: Ay gibi hep sevilen
SEVİM: Birine yakınlık duymak sempati
SEVİN: Memnun ol neşelen
SEVİNÇ: Neşe iç ferahlığı
SEVTAP: Aşırı tapacak kadar sevgi duyan
SEYHAN: Kenten kente yolculuk
SEYRAN: Gezinme
SEYYAL: Akışkan sıvı yerinde duramayan
SEZA: Uygun yaraşan
SEZAL: Sezgili
SEZEN: Sezgisi güçlü olan
SEZER: Sezgisi güçlü olan
SEZGİ: Anlama sezme yeteneği
SEZGİN: Duygulu anlayışlı
SICAK: Sıcakkanlı cana yakın
SIDIKA: Çok içten ve doğru kimse
SILA: Gurbete çıkanın doğup büyüdüğü yer
SIRMA: Altın yaldızlı ya da yaldızsız ince gümüş tel
SİBEL: Bulutla yer arasında yere düşmeyen yağmur damlası / Buğday başağı
SİMA: Düz çehre - İnsan tip
SİMGE: Alamet sembol birşeyi anlatan im imge
SİNEM: Benim tenim benim vücudum göğsüm
SOLMAZ: Güzelliğini tazeliğini uzun süre koruyan
SONAT: Bir veya iki çalgı için yazılmış 3-4 bölümlü müzik eseri
SONAY: Yılın son ayı
SONGÜL: Son açan gül
SONNUR: Son ışık
SU: Rengi kokusu ve tadı olmayan saydam sıvı madde
SUAT: Mutlu mutlulukla ilgili
SULTAN: Hükümdar ailesinden anne kızkardeş
SUNA: Boylu poslu endamlı / Erkek ördek
SUNAY: Ay sun ay ışığı sun
SUZAN: Adak ayı
SÜHANDAN: Güzel konuşan
SÜHEYLA: Güney yönünde görünen parlak yıldızlar
__________________
ŞADİYE: Sevinç neşe mutluluk
ŞAFAK: Gündoğumundan önceki aydınlık
ŞAHİKA: Yüksek yüce dağın zirvesi
ŞAZİMENT: Allah'ın adamı- Allah'a ait olanonun yolundan giden kişi
ŞAZİYE: Özellikleri kimseye benzemeyen
ŞEBNEM: Çiğ gece nemi jale
ŞEFİKA: Şefkatli acıması esirgemesi bol olan
ŞEHNAZ: Doğu müziğinde bir makam / Çoknazlı
ŞEHRAZAT: Özgür
ŞEHRİBAN: Şehrin ileri geleni
ŞELALE: Büyük çağlayan çavlan akarsunun yüksekten yere düştüğü bölümü
ŞENAY: Mutlu geçen ay
ŞENGÜL: İnsanın içini açan gül / hep şen olup hep gülmek
ŞENİZ: Mutlu sevindiren iz hatıra
ŞENNUR: Işık saçan neşe saçan
ŞERİFE: Şerefli kutsal
ŞERMİN: Utangaç
ŞEVKİYE: Neşeyle istekle ilgili
ŞEVVAL: Arap takviminin onuncu ayı
ŞEYDA: Çılgın deli divane
ŞEYMA: Eski Türk adlarından
ŞİİR: Zengin sembollerle uyumlu seslerle ortaya çıkan edebi anlatım biçimi
ŞİRİN: Cana yakın sevimli
ŞÖLEN: Eğlence kutlama şenlik
ŞULE: Alev ateş alevi
ŞÜKRAN: İyilik bilme minnettarlık
ŞÜKRİYE: Görülen iyiliğe karşı şükretmek
TAÇNUR: Mutluluk
TAHİRE: Gündoğusundan esen rüzgar
TAHSİNE: Günün başlangıcı
TALHA: Güzellik
TALİA: Güzel şirin
TAMAY: Sabırlı dayanıklı
TANAY: Secde eden
TANSU: Şafak rengi vurmuş su
TANYEL: Katıksız arı - Seçilmiş
TARA: Sahur zamanı doğan kız çocuğuna verilen ad
TAYYİBE : İyi hoş çok temiz
TEKGÜL: Durgun - Kendi halinde sessiz
TENAY: Uygun yakışan - Yetkili olan - Dine uygun hareket eden
TENDÜ: Öz asıl
TENNUR: Yüksek ulu
TEZER : Çabuk ve erken
TİJEN: Ay gibi güzel
TİLBE: Put - Güzel kadın
TUBA: Sanat eseri yaratan - Yapan oluşturan
TUĞÇE: Dakikanın altmışta biri
TURNA: Avrupa ve Kuzey Afrika'da yaşayan göçmen kuş türü
TUTAM: Bir desteden daha / parmak uçlarıyla alınabilen / Tutmaktan tutam
TUTKU: İradeyi aşan güçlü coşku ihtiras
TÜLAY: İncelikle düşünce ile ilgili
TÜLİN: Uzun kirpikli göz
TÜNAY / TUNAY: Mehtap ay ışığı gece görülen aydınlık
TÜRKAN: Hakana saltanatta ortaklık edeneşi
TÜRKÜ: Yankı
__________________
ULVİYE: Yüce yüksek gökle ilgili
UMAY: Üzerinden geçtiği kişilere mutluluk getirdiğine inanılan kuş Devlet kuşu
UMUR: Görgü deneyim
UMUT: Ümit geleceğe güven duygusu
UZAY: Bütün varlıkları kaplayan sonsuz boşluk
UZEL: Usta becerikli
ÜLFER: Irmak büyük su
ÜLKER : Gökyüzünün kuzey kıyısında bir yıldız takımının adı
ÜLKÜ: Amaç ideal
ÜMMİYE : Okur yazar olmayan kadın
ÜMRAN: Mutluluk bolluk bereket / Bayındırlık
ÜNSEL: Ünü sel gibi aşan
ÜNSELİ: Ünü sellere benzeyen
ÜNZİLE: Gönderilmiş
__________________
VAHİDE: Tek bir
VARİDE: Gelen erişen - Söylenti
VASFİYE: Nitelikli
VEDİA: Korunması için bırakılan emanet
VEFİKA: Uygun aynı fikirde yoldaş
VELİDE: Yeni doğmuş çocuk
VERDA: Verdane (merdane Osm.) / Verd (Ar.)'den Verda gül anlamında
VESİLE: Neden sebep - Kavuşma
VİCDAN: İyiyi kötüden ayırmaya yarayan şuur ahlak
VİLDAN: Yeni doğmuş çocuklar
VUSLAT : Kavuşma yetişme ulaşma
YAĞMUR: Yeryüzüne düşen yağışın sıvı halinde olanı
YAKUT: Aliminyum oksit yapısında parlak kırmızı renkli değerli taş
YANKI: Sesin bir yere çarpıp geri dönmesi ile oluşan ikinci ses ses yansıması
YAPRAK: Ağaç ve bitkilerin yeşil kısımları
YAREN: Dost arkadaş
YASEMİN: Kokulu çiçekler açan bir tür ağaççık
YAŞAM: Hayat
YAZGÜLÜ : Yaz ve Gül tamlaması / Yazın açan gül "şimdilerde bir de güz gülleri var"
YELDA: Uzun ve siyah / Yılın en uzun gecesi
YELİZ: Yel ve iz rüzgar ve izi anlamında
YEŞİM: Yeşil renkli değerli taş
YETER : Kafi tamam gereksinimi karşılayacaknitelikte olan
YILDIZ: Güneş ve ay dışında gökyüzündeki ışıklı cisimlerden her biri
YONCA: Birçok türü bulunan bitki
YOSUN: Çiçeksiz bitkilerin suların yüzünde ve dibinde bulunan bir türü
YUDUM: Bir içimlik sıvı
YURDAGÜL: Yurduna güller saçan güzellik getiren
YURDANUR : Yurduna nur getiren
YÜKSEL: Özellikle manevi anlamda yüce ol
ZAHİDE: Dinin yasak ettiği şeylerden sakınan
ZAMBAK: Güzel iri çiçekli bir süs bitkisi
ZARAFET: İncelik güzellik
ZEHRA: Beyaz ve parlak yüzlü olan
ZEKİYE: Zeka sahibi kavrayışlı
ZELİHA: Züleyha su perisi
ZENNAN: Kadınlar
ZENNUR: Zinnur nurlu ışıklı
ZEREN: Anlayışlı zeki
ZERRİN: Altından yapılmış - Altın renginde - Bir cins çiçek - Fulya
ZEYNEP: Değerli taşlar mücevherler
ZEYNO: Zeynep'in halk dilindeki söylenişi
ZİNNUR: Nurlu ışıklı
ZİŞAN: Şanlı ünlü çok tanınmış
ZİYNET: Süs süs eşyası
ZUHAL: Satürn
ZÜBEYDE: Öz asıl
ZÜHAL: Dokuz gezegenden altıncısı (Satürn)
ZÜHRE: Çiçek açan / Çoban yıldızı (Venüs)
ZÜLAL: Berrak saf tatlı soğuk su
ZÜLEYHA: Hz. Yusuf'un karısının adı
ZÜLFİYE: Saçları çok güzel olan
ZÜMRA: Güzel iyi ahlaklı - Zeki bilgili kadın
ZÜMRÜT: Yeşil renkli bir değerli taş
ZAHİDE: Dinin yasak ettiği şeylerden sakınan
ZAMBAK: Güzel iri çiçekli bir süs bitkisi
ZARAFET: İncelik güzellik
ZEHRA: Beyaz ve parlak yüzlü olan
ZEKİYE: Zeka sahibi kavrayışlı
ZELİHA: Züleyha su perisi
ZENNAN: Kadınlar
ZENNUR: Zinnur nurlu ışıklı
ZEREN: Anlayışlı zeki
ZERRİN: Altından yapılmış - Altın renginde - Bir cins çiçek - Fulya
ZEYNEP: Değerli taşlar mücevherler
ZEYNO: Zeynep'in halk dilindeki söylenişi
ZİNNUR: Nurlu ışıklı
ZİŞAN: Şanlı ünlü çok tanınmış
ZİYNET: Süs süs eşyası
ZUHAL: Satürn
ZÜBEYDE: Öz asıl
ZÜHAL: Dokuz gezegenden altıncısı (Satürn)
ZÜHRE: Çiçek açan / Çoban yıldızı (Venüs)
ZÜLAL: Berrak saf tatlı soğuk su
ZÜLEYHA: Hz. Yusuf'un karısının adı
ZÜLFİYE: Saçları çok güzel olan
ZÜMRA: Güzel iyi ahlaklı - Zeki bilgili kadın
ZÜMRÜT: Yeşil renkli bir değerli taş
ZAHİDE: Dinin yasak ettiği şeylerden sakınan
ZAMBAK: Güzel iri çiçekli bir süs bitkisi
ZARAFET: İncelik güzellik
ZEHRA: Beyaz ve parlak yüzlü olan
ZEKİYE: Zeka sahibi kavrayışlı
ZELİHA: Züleyha su perisi
ZENNAN: Kadınlar
ZENNUR: Zinnur nurlu ışıklı
ZEREN: Anlayışlı zeki
ZERRİN: Altından yapılmış - Altın renginde - Bir cins çiçek - Fulya
ZEYNEP: Değerli taşlar mücevherler
ZEYNO: Zeynep'in halk dilindeki söylenişi
ZİNNUR: Nurlu ışıklı
ZİŞAN: Şanlı ünlü çok tanınmış
ZİYNET: Süs süs eşyası
ZUHAL: Satürn
ZÜBEYDE: Öz asıl
ZÜHAL: Dokuz gezegenden altıncısı (Satürn)
ZÜHRE: Çiçek açan / Çoban yıldızı (Venüs)
ZÜLAL: Berrak saf tatlı soğuk su
ZÜLEYHA: Hz. Yusuf'un karısının adı
ZÜLFİYE: Saçları çok güzel olan
ZÜMRA: Güzel iyi ahlaklı - Zeki bilgili kadın
ZÜMRÜT: Yeşil renkli bir değerli taş
ZAHİDE: Dinin yasak ettiği şeylerden sakınan
ZAMBAK: Güzel iri çiçekli bir süs bitkisi
ZARAFET: İncelik güzellik
ZEHRA: Beyaz ve parlak yüzlü olan
ZEKİYE: Zeka sahibi kavrayışlı
ZELİHA: Züleyha su perisi
ZENNAN: Kadınlar
ZENNUR: Zinnur nurlu ışıklı
ZEREN: Anlayışlı zeki
ZERRİN: Altından yapılmış - Altın renginde - Bir cins çiçek - Fulya
ZEYNEP: Değerli taşlar mücevherler
ZEYNO: Zeynep'in halk dilindeki söylenişi
ZİNNUR: Nurlu ışıklı
ZİŞAN: Şanlı ünlü çok tanınmış
ZİYNET: Süs süs eşyası
ZUHAL: Satürn
ZÜBEYDE: Öz asıl
ZÜHAL: Dokuz gezegenden altıncısı (Satürn)
ZÜHRE: Çiçek açan / Çoban yıldızı (Venüs)
ZÜLAL: Berrak saf tatlı soğuk su
ZÜLEYHA: Hz. Yusuf'un karısının adı
ZÜLFİYE: Saçları çok güzel olan
ZÜMRA: Güzel iyi ahlaklı - Zeki bilgili kadın
ZÜMRÜT: Yeşil renkli bir değerli taş
CANAN: Sevgili yar
CANDAN: Yürekten içten
CANEL: İçten candan uzatılan dostluk eli
CANKAT: Yaşamına can ekle sevinçle dol
CANSEL: Cana dair canla ilgili
CANSIN: İçten gönüldensin
CANSU: Cana benzer değerde
CAVİDAN: Ebedi sonsuz
CELİLE: Büyük ulu
CEMİLE: Hoşa giden davranış
CEMRE: Önce havada sonra suda ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi
CENNET: Dinsel inançlara göre iyilerin ölünce gideceğine inanılan yer
CEREN: Ceylan ahu
CEVHER: Bir şeyin özü - Güç enerji - Değerli taşlar
CEVRİYE: Eziyet cefa sıkıntı
CEYDA: Yararlı herkese iyilik yapan
CEYLA: Bu isim de çok istek almasına rağmen ben anlamını bulamadım. Bilen varsa lütfen yazsın.
CEYLAN: Geyik cinsinden gözlerinin güzelliğiyle ünlü hayvan
CİHAN: Evren alem
CİHANNUR: Alemi aydınlatan nurlu ışık
CİLVENAZ: Nazı özellikle yapan / Cilveyle nazı birarada bulunduran
__________________
DAMLA: Bir sıvının küçük parçacığı
DEFNE: Yaprakları güzel kokulu yaz kış yeşil olan bir ağaç türü
DELFİN: Yunus balığı
DEMET: Sapları bir araya getirilip bağlanan bitki ya da çiçek
DENİZ: Yeryüzünün 3/4'ünü oluşturan tuzlusu tabakası
DEREN: Derleyen toplayan
DERİN: Yüzeyi tabanından uzak olan
DERYA: Deniz çok bol gönül
DESTAN: Kahramanlık olaylarını konu alan şiir
DESTE: Cinsleri aynı ya da birbirine yakın şeylerin birarada bağlanması
DEVRAN: Talih kader
DİBA: Çiçek desenli ipek kumaş - Sevgilinin yüzü
DİCLE: Güneydoğu bölgemizde bir nehir
DİCLEHAN: Dicle ve han kelimelerinden oluşan isim
DİDE: Göz (Arapça)
DİDEM: Dide Göz: Didem= Gözüm
DİLAN: Gönül dostu gönüldaş
DİLARA: Gönül alıcı sevgili
DİLAY: Gönlü ay gibi parlak ışıklı olan / ışıl ışıl berrak konuşan
DİLBERAN: Dilberler güzeller
DİLBERAY: Ay gibi güzel kadın
DİLDAR: Birinin gönlünü almış sevgili
DİLEK: İstek arzu
DİLER: İsteyen dileyen
DİLHAN: İçten samimi söylenen
DİLRUBA: Gönül kapan herkesi kendine bağlayan
DİLŞAD: Gönlü hoş
DOLUNAY: Ayın tam olarak görünen biçimi
DÖNDÜ: Henüz evlenmemiş kız
DURU: Saf berrak
DUYGU: His gönülde uyanan yankı ya da tepki
DÜNYA: Yeryüzü
DÜRDANE: İnci tanesi
DÜRRİYE: İnci gibi parlayan
__________________
EBRU: Kaşe / Hare gibi dalgalı kumaş
ECE: Reis / Ulu / İlerigelen
ECEHAN: Yönetici konumundaki ecekraliçe
ECEM: Kraliçem benim sultanım
EDA: Anlatış yolu ve biçimi / Sevimli olma hali
EDİBE: Edepli terbiyeli - Edebiyatla uğraşan yazar
EDİS: Benzerlerinden üstün yüce
EFSER: Taç
EFTALYA: Bir dönemin ünlü gayrimüslim ses sanatçısı Denizkızı Eftalya'dan
EGE: Bir çocuğu koruyan ondan sorumlu olan - Bir deniz
EKİM: Ekme yetiştirme - Yılın onuncu ayı
EKİN: Buğday / Tahılın ekimden harman dönemine kadarki hali / Kültür
ELA: Sarıya çalar kestane rengi
ELÇİN: Deste / Demet / Bir kerede ele alınabilecek kadar az olan nesne
ELİF: Arap alfabesinin ilk harfi / dost tanıdık / ışık saçan güzel kız
ELMAS: Billurlaşmış karbondan oluşan sert değerli taş
ELVAN: Renkli renk renk / güzel kokuların yayılması
EMEL: Güçlü istek / Umulan ve beklenen şey
EMİNE: Güvenilir inanılır kimse
ENGİN: Uçsuz bucaksız genişlikte - Denizin karadan uzak geniş bölümü
ENİSE: Sevimli / Dost / Cana yakın arkadaş
ERDEN: Bakire - El sürülmemiş yer
ERGÜL: Erler içinde seçkinleşen erlerin gülü
ERTAÇ: Erkeklerin baştacı olmuş güzel
ESEN: Sağ salim rahat mutlu sağlıklı
ESER: Rüzgarın esmesi/ Ortaya konan yapıt
ESİN: Rüzgar / İlham /İçe doğan duyguve düşünce
ESMA: Adlar isimler
ESMERAY: Ay güzelliğinde esmerlik
ESRA: Arapça seri kelimesinden (ardarda sıralanan)'den esra
EVREN: Var olan şeylerin tümü - Felek cihan
EVRİM: Değişim ve gelişmeler dizisi
EVŞEN: Hafif / Şen olan ev gibi de tanımlanabilir
EYLEM: Değişiklikdoğuran davranış iş
EYLÜL: Yılın 30 gün süren 9. ayı (Güz'ün başlangıcı)
EYŞAN: Şanlı güzel güzelliği ile ünlü
EZGİ: Belli bir kuralla yaratılan duygu meydana getiren ses dizisi şarkı türkü
EZRA: Sözü konuşması düzgün
__________________
FADİK: Fatma adının bir söyleniş biçimi
FADİME: Fatma adının bir söyleniş biçimi (Fa-tı-ma)
FADİŞ: Fatma adının bir söyleniş biçimi
FAHİRE: Övünülecek iftihar edilecek - Kıymetli - Parlak güzel mükemmel FAHRİYE Bir karşılık beklemeden yapılan iş - Bir şiir türü
FAHRİYE: Bir işi çıkar beklemeden yapan
FAHRÜNİSSA: Övünülecek değerde kadın
FATMA: Sütten kesme / Aslı Fatima
FATMANUR: Fatma ve nur kelimelerinden türetilen isim
FATOŞ: Fatma adının halk arasında birbaşka söyleniş biçimi
FAZİLET: Erdem / İyi huyların tümü
FEHİME: Anlayışlı çabuk kavrayan
FERAH: Bol geniş / Rahatlık veren / Gönlü şenlendiren
FERAY: Aydınlık parlak
FERAYE: Ay ışığı
FERDA: Yarın / Gelecek zaman/ mecazi anlamda kıyamet günü
FERHAN: Sevinçli mesut
FERHUNDE: Mübarek kutlu uğurlu
FERİDE: Tek eşsiz benzeri olmayan
FERİHA: Sevinçli ferah
FERZAN: Bilim
FEVZİYE: Galip gelen üstün - Tanrının bereketiyle ilgili
FEYMAN: Ahlaki olgunluk
FEYZA: Başarılı refah içinde mutlu
FEZA: Uzay evrenin genişliği
FİDAN: Ağaçların genç ve yeni yetişeni
FİGEN: Çiçek demeti / Gölge yapan gölge düşüren
FİKRET: Fikir düşünce - Amaç niyet
FİKRİYE: Düşünce ile fikir ile ilgili
FİLİZ: Ağaçtan süren taze dalcıklar
FİRDEVS: Cennetteki altıncı bahçenin adı
FİRUZE: Mesut mutlu - Açık yeşille gök mavisi renkleri arasında kıymetli taş
FULDEM: Her zaman geniş açık görüşlü
FULDEN: Her zaman geniş açık görüşlü
FULYA: Nergislerden soğan köklü bir bitki
FUNDA: Küçük çalılık / Süpürge otu
FÜREYYA: Parlak ışıltılı günler
FÜRUZAN: Çok parlak parlayıcı aydınlık
FÜSUN: Efsun / Büyü sihir
__________________
GAMZE: Çene ya da yanakta gülümserken beliren çukurluk
GAYE: Amaç erek varılmak istenen hedef
GAZAL: Ceylan geyik - Güzel iri göz
GENCAY: Hilal
GİZEM: Sır / bilinmeyen şeyler esrarengizlik
GONCA: Açılmamış tomurcuk halinde gül
GÖKBEN: Özü genç olan
GÖKÇE: Sevimli güzel / Gök rengi mavimsi
GÖKÇEN: Mavi gözlü
GÖKNİL: Gökyüzüne ait olan Gök + Nil olarak da düşünülebilir
GÖKNUR: Nurlu ışıklı aydınlık gökyüzü
GÖKSU: Mavi su akarsulara verilen ad
GÖKŞİN: Gök gibi mavi gözlü / Sonsuz mavi derinlik
GÖNÜL: Kalp eğilim sevgi arzu heyecan gibi duyguların bulunduğu yer
GÖRKEM: İhtişam gösteriş
GÖZDE: Göze girmiş birince sevilip beğenilen
GÜHER: İnci / Soy sop
GÜL: Gülgillerin örneği olan bitki ve bunun çiçeği
GÜLAY: Güllerin açtığı ay mayıs
GÜLBAHAR: Ebru yapmakta kullanılan koyu kırmızıboya
GÜLBEN: Ben gül'üm anlamında
GÜLBİZ: Bizim gülümüz
GÜLCAN: Gül gibi güzel canlı
GÜLÇİN: Gül derleyen gül toplayan
GÜLDEM: Hiç solmayan her dem gül her dem gülen
GÜLDEN: Gül gibi güle ait gülden yapılmış
GÜLDEREN: Gül toplayan
GÜLDESTE: Gül destesi
GÜLEN: Güleç yüzlü
GÜLENDAM: Gül gibi endamlı zarif görünümlü
GÜLER: Gülen sevinçli
GÜLFEM: Gül dudaklı gül ağızlı
GÜLFİDAN: Gül fidanı gibi endamlı
GÜLGÜN: Gül renginde kırmızı pembe
GÜLHANIM: Gül gibi güzel kadın
GÜLİN: Güle ait olan gülden gelen
GÜLİSTAN: Gül bahçesi
GÜLİZ: Gül gibi güzel iz bırakan
GÜLİZAR: Gül yanaklı
GÜLLÜ: Güzel kadın / Gülü olan
GÜLNAZ: Gül gibi ince ve narin
GÜLNİHAL: Gül fidanı
GÜLNUR: Çevresini aydınlatan gül
GÜLPEMBE: Gül pembesi / Gül gibi pembe yanaklı
GÜLRİZ: Gül saçan gül serpen
GÜLSELİ: Gül seli
GÜLSEN: Gül gibi güzel
GÜLSEREN: Gül toplayan dağıtan
GÜLSOY: Gül gibi güzel bir soydan gelen
GÜLSÜM: Yuvarlak yüzlü güzel
GÜLSÜN: Yaşam boyu yüzü hep gülsün anlamında
GÜLŞAH: Gül dalı güllerin kraliçesi
GÜLŞEN: Gülistan / Gül bahçesi
GÜLTEN: Gül gibi pembe tenli
GÜLÜMSER: Her zaman gülümseyen
GÜN: Gündüz vakti / Aydınlık
GÜNAL: Gün al yaşa kızıl renkli güneş
GÜNER: Güneşin doğma zamanı - Fecr
GÜNEŞ: Kendi sistemi içindeki gezegenlere ısı ışık veren gökcismi
GÜNGÖR: İyi günler yaşa anlamında
GÜNİZ: Günün başlangıcını belirleyen görüntü
GÜNNUR: Güneş ışığının aydınlığı nuru
GÜNSEL: Günle ilgili güne ait
GÜNSELİ: Işık seli bol parlak ışık demeti
GÜRCAN: Herkesi seven özveride bulunan
GÜVEN: Birşeyden beklenen niteliğe inanıp ona göre davranmak
GÜZİDE: Seçkin seçme seçilmiş
GÜZİN: Seçici beğenici
------------------------------------------------------------------
HABİBE: Seven sevgili dost
HACER: Taş kaya parçası çakıl
HAFİZE: Koruyucu esirgeyici
HALE: Ayın çevresinde görülen ışıklı halka
HALENUR: Ayın ya da güneşin çevresindeki halkadan geçen ışık
HALİDE: Sürüp gelen sürekli geç yaşlanan
HALİME: Sakin sessiz
HAMİDE: Şükredici hamd edici
HAMİYET: İnsanın aile ve ülkesini koruma çabası iyilik severlik
HANDAN: Gülen şen
HANDE: Gülüş gülme / alay etme eğlenme
HANIM: Soylu kadın bayan
HANİFE: Allah'ın birliğine inanan iman eden
HARİKA: Eşyanın tabiatı dışında doğa üstü garip şey olağanüstü
HASİBE: Kişisel değeri olan ünlü soydan gelen
HASRET: Ele geçirilemeyen bir şeye üzülmek - İç çekme inleme
HATIRA: Anı andaç
HATİCE: Erken doğan kız çocuğu
HAVVA: Allah'ın yarattığı ilk kadın
HAYAL: İnsanın beyninde kurduğu düşünceler kesitler olaylar
HAYAT: Yaşam doğumdan ölüme kadar geçen süre
HAYRİYE: Hayr'la iyilikle ilgili
HAYRÜNİSSA: Kadınların hayırlısı
HAZAL: Haz duy tad al anlamında
HAZAN: Güz sonbahar
HAZER: Deniz büyük su
HEDİYE: Armağan bahşiş
HİCRAN: Ayrılık - Unutulmaz acı keder
HİLAL: Gül yanaklı
HURİ: Cennet kızı melek
HURİYE: Melekle ilgili melek gibi
HÜLYA: Kuruntu hayal
HÜMEYRA: Aklık beyazlık
HÜNER: Marifet beceri herkesin yapamadığı şeyleri yapmak
HÜRMÜZ: Zerdüşt dininde iyilik ve hayır tanrısı
HÜRREM: Sevinçli hoş vakit geçiren
HÜRRİYET: Özgürlük
HÜSNİYE: Güzellikle ilgili güzelliğe ait
__________________
ILGAZ: Hücum akın - Bir dağ
ILGIN: Akdeniz bölgesinde yetişen birtür ağaç
IRMAK: En büyük akarsu nehir
IŞIK: Cisimleri görmemizi sağlayan fiziksel erke
IŞIL: Aydınlık parlak ışık
IŞILAY: Ay ışığı mehtap
IŞILTI: Parıltı titrek ışık
IŞIN: Bir ışık kaynağından çıkan ışık demeti
ITIR: Güzel koku / Çiçek
---------------------------------------------------
İCLAL: Azamet büyüklük ağırlama ikram
İDİL: Kır hayatını anlatan şiir ya da yazı - İçten saf aşk
İFFET: Temizlik namuslu olmak
İKBAL: Baht açıklığı işlerin doğru gitmesi
İLAYDA: Su perisi
İLCAN: Ülkenin canı sevdiği
İLGİN: Yabancı gurbette yaşayan
İLHAN: Moğol hükümdarı
İLKAY: Ayın ilk hali
İLKBEN: Ben ilk'im anlamında
İLKCAN: İlk doğan çocuklara verilen ad
İLKE: Temel düşünce ana görüş ve inanış
İLKİN: Önce öncelikle
İLKNUR: Ayın ilk hali
İLKSEN: Önce sen anlamında
İLKYAZ: Bahar sonu Yaz başlangıcı
İLSU: lkenin suyu bereketi
İLTER: Yurdunu seven koruyan
İMGE: Zihinde tasarlanan /düş hayal gibi gerçekleşmesi özlenen şey
İMRAN : Bayındırlık mutluluk bollukbereket
İMREN: Görünen bir şeyi ya da bir isteği elde etme isteği
İNCİ: İstiridyede oluşan küçük değerli süs tanesi
İNCİNUR: İnci gibi ışıklı parlak
İPEK: İpek böceği kozası çözülerek çıkarılan ince parlak tel
İREM: Cennet / Şam ya da Yemende bulunduğu ileri sürülen eski ünlü bahçe
İSMİHAN: Hükümdar ismi
İYEM: Güzellik
İZEL: İz + El /El izi anlamında
İZGİ: İyi güzel adaletli
__________________
JALE: Kırağı çiğ şebnem
JALENUR: Parlayan ışıldayan çiy
JÜLİDE: Karışık dağınık saç
-----------------------------------------
KADER: Değişmez bir karar ile iyilik yada kötülük hazırladığına inanılan olağan üstü güç
KADRİYE: Değerle ilgili / İtibar onur
KAMELYA: Çaygillerden büyük çiçekler açan bir bitki - Yabangülü
KAMİLE: Tam eksiksiz - Kemale ermiş - Bilgin bilgili
KAMURAN: İstediğine ulaşmış mutlu
KARANFİL: Kokulu bir çiçek
KARDELEN: Baharda çok erken açan bir çiçek - Çiğdem
KARMEN: Parlak kırmızı
KAYRA: Büyük birinden gelen iyilik - İhsan
KERİMAN: Cömert - Ulu büyük
KERİME: Cömert - Ulu büyük - Kız çocuk
KEVSER: Cennette bir akarsuyun adı
KEZBAN: Aslı Kedbanu - vekilharç kadın (evi çekip çeviren)
KISMET : Talih nasip kader
KIVILCIM: Yanan bir maddeden sıçrayan ateş parçası
KIYMET: Değer paha (baha) bedel
KİBARİYE: İnce zarif - Cömert asil
KİRAZ: Gülgillerden bir meyva ağacının sulu
KÖSEM: Sürülere rehberlik eden - Cildi temiz pürüzsüz
KUMRU: Güvercinden küçük boz renkli kuş
KÜBRA: En büyük
LALE: Yaprakları uzun çiçekleri kadeh biçiminde çeşitli renkleri olan soğanlı bir süs bitkisi
LALEHAN: Lalelerin sultanı
LAMİA: Parlak parlayan
LATİFE: Yumuşak hoşgüzelnazik - Güldüren güzel söz şaka
LEMAN: Parlama parıltı
LEMİDE : Parlak parıldayan
LERZAN: Titreyiş titrek
LETAFET: Latiflik hoşluk - Güzellik
LEYLA: Uzun ve karanlık gece
LÜTFİYE: İyi muamele güzellik ve hoşlukla ilgili
LÜTUF: İyilik güzellik hoşluk - İhsan bağış
MACİDE: Şan ve şeref sahibi
MAHİNUR: Ay ışığı - Ay yüzlü güzel
MAHMURE: Uyku basmış yarı baygın göz
MAKBULE: Alınan kabul olunan beğenilen
MANOLYA: Beyaz güzel kokulu ağaç ve çiçekleri
MARAL: Dişi geyik ceylan karaca
MEDİHA: Övülmeye neden olan
MEFHARET : Övünç övünme kıvanç
MEFKURE: Ulaşılmak istenilen en yüce amaç
MEFTUN: Gönül vermiş tutkun
MEHPARE: Ay parçası
MEHTAP: Ay ışığı Dolunay
MEHVEŞ: Ay yüzlü güzel
MELAHAT: Güzellik güzel yüzlülük yüzünde tatlı ifade olmak
MELDA: İnce ve taze vücutlu
MELEK: Allah ile insanlar arasında aracılık yapan manevi yaratık
MELİHA: Güzel Şirin
MELİKE: Kadın hükümdar hükümdarın karısı
MELİS: Bal arısı
MELİSA: Baklagillerden yaprakları liomu andıran kokulu bir bitki
MELODİ : Ezgi müzik parçası
MELTEM: Yazın karadan denize doğru esen mevsim rüzgarı
MENEKŞE: İnce saplı ufak mavi çiçekli güzel kokulu bitki
MENGÜ: Ebedi ölümsüz
MERİÇ: Bulgaristanla olan sınırımızda bulunan bir nehir
MERİH: Dokuz gezegenden biri (Mars)
MERVE: Mekke yakınlarında bir dağ
MERYEM: Dinine bağlı kadın
MESUDE: Mutlu bahtiyar
MISRA: Şiirin bir satırı
MİHRİBAN: Seven şefkatli
MİMOZA: İnce sarı yapraklı çiçek açan bir süs bitkisi
MİNE: Maden eşya üstündeki renkli sır tabakası
MİRAY: Yılın ilk aylarında doğan / Güneş gibi ay gibi parlayan
MUALLA: Makam ve rütbece yüksek olan
MUAZZEZ: Saygı uyandıran kıymetli - İzzet şeref sahibi
MUHTEREM: Saygın saygıdeğer
MUKADDER: Tanrı hükmü kader alın yazısı
MUKADDES: Kutsal olan mübarek olan Mukaddes Kutsal olan mübarek olan
MUNİSE: Sıcak kanlı sevimli
MUZAFFER: Zafer kazanan üstün gelen
MÜBERRA: Aklanmış temize çıkarılmış
MÜCELLA: Parlak cilalanmış
MÜESSER: Eser bırakan eser sahibi
MÜGE: İnci çiçeği
MÜJDE: İyi haber sevinçli haber
MÜJGAN: Kirpik
MÜKRİME: İkramı bol olan
MÜNEVVER: Aydınlatılmış parlak ışıklı bilgili
MÜNİRE: Işık veren aydınlatan
MÜRÜVVET: Kişilik şahsiyet insanlık
MÜŞERREF: Onurlandırılmış şerefli kılınmış
MÜYESSER: Kolaylıkla yapılan
MÜZEYYEN: Süslü süslenmiş bezenmiş
__________________
NACİYE: Kurtulmuş selamete kavuşmuş
NADİDE: Görülmemiş görülmedik ender bulunan
NADİRE : Az bulunur seyrek ender bulunan
NAFİA: Bir yeri güzelleştirmek için yapılan çalışmalar
NAGEHAN: Ansızın
NAĞME: Ezgi uyumlu ses
NAHİDE: Venüs - Ergenlik çağındaki kız
NAİLE: İsteğine ulaşmış
NALAN: İnleyen
NAME: Mektup - Aşk mektubu
NARİN: Zarif ince yapılı
NAŞİDE: Şiir okuyan yazan
NAZ: Kendini beğendirmek amacıyla yapılan davranış
NAZAN: Nazlanan işve yapan cilve yapan
NAZENDE: Nazlanan - Sevgili
NAZİFE: Zarif kibar - Temiz
NAZLI: Naz eden cilveli işveli
NAZMİYE: Şiirle ilgili düzenli
NEBAHAT: Onur şeref ün
NECLA: Çocuk evlat oğul kuşak sülalenesil
NECMİYE: Yıldızlarla ilgili yıldızlara ait
NEDİME: Hoş sohbet kadın - Kadın arkadaş
NEDRET: Az bulunan
NEFİSE: Beğenilen hoş güzel
NEHİR : Irmak büyük akarsu
NERGİS: Çiçekleri ayrı ayrı ya da bir kök üzerinde sarı ve beyaz renkte bir bitki
NERİMAN: Pehlivan yiğit
NERMİN: Nazik ince
NESLİHAN: Han soyundan gelen
NESLİŞAH: Şah soyundan gelen
NESRİN: Bir tür yaban gülü
NEŞE: Sevinç gönül ferahlığı
NEVAL: Talih - Bağış ihsan
NEVCAN: Yeni doğmuş
NEVİN: Yeni
NEVRA: Işıklı parlak çiçek
NEZAHAT: İç temizliği paklık
NEZAKET: Naziklik zariflik incelik ç
NEZİHE: Temiz pak
NİDA: Seslenme çağırma seslenen
NİGAR: Resim resim gibi güzel
NİHAL: İnce ve düzgün vücutlu fidan gibi
NİHAN: Gizli saklanmış görünmeyen sır giz
NİL: Afrika kıtasında bir nehir
NİLAY: Nil'e ışık saçan
NİLGÜN: Mavi renkte çivit rengi
NİLÜFER: Geniş yapraklı durgun sularda yetişen bir su bitkisi
NİMET: İyilik iyi bir yaşantı için gerekli şeyler
NİSA: Kadın
NİSAN: Yılın dördüncü ayı
NUR: Işık parıltı aydınlık Allah'ın gönderdiği ışık
NURAL: Kutsal ışık
NURAN: Işıklı nurlu aydın
NURAY: Ay ışığı gibi nurlu
NURCAN: Işık canlı can ışığı
NURÇİN: Işık derleyen
NURDAN: Işıklı parlak
NURGÜL: Işıklı gül gül gibi güzel ve aydınlık
NURHAN: Aydın hükümdar
NURİYE: Işıklı ışıktan gelme
NURPERİ: Peri kadar aydınlık güzel
NURSEL: Sel gibi ışık
NURSELİ: Işık seli
NURSEN: Işık gibi nurlu
NURŞEN: Işık gibi şen ve güler yüzlü
NURTEN: Teni ışık gibi beyaz olan
NÜKHET: Güzel ve hoş kokulu
__________________
OKŞAN: Sevil sevgiye değer ol
OLCA: Düşmandan ele geçirilen mal ganimet
OLCAY: Talih baht ikbal
ORKİDE: Az bulunup zor yetiştirilen değerli bir çiçek
OYA: İpek ibrişim kullanılarak iğne fırkete gibi şeylerle yapılan ince dantel
ÖĞÜN: Kendini yüceltgurur duy - Zaman - Kez defa - Önde gelen
ÖĞÜT: Birisine ne yapıp ne yapmaması gerektiğini belirten söz
ÖMÜR: Yaşama süresi - Hayat
ÖNGÜL: Direnen inatçı - Kılavuz - Öncü teşvik eden
ÖVGÜ: Övmek için kullanılan söz
ÖVGÜL: Övülmeye değer
ÖVÜN: Başarılarınla niteliklerinle yücel
ÖYKÜ : Hikaye / Masal
ÖZDEN: Özgür özle ilgili
ÖZGE: Başka yabancı iyi güzel
ÖZGEN: Özü geniş rahat
ÖZGÜL: Bir türe ait olan - Özü gül gibi olan
ÖZLEM: Hasret birine ya dabir yere duyulan görme arzusu
ÖZLEN: Görülmek istenilen ol hasreti çekilen ol
ÖZNUR: Özü ışıklı aydınlık
ÖZÜN: Şiir - Hak edilmiş ün
PAKİZE: Çok temiz hoş ve güzel
PAPATYA: Taç yaprakları beyaz ortası sarı baharda açan bir kır çiçeği
PARLA: Parlamak fiilinin emir kipi 3. tekil şahıs
PELİN: Siyah ve beyaz renkte acı kokulu bir tür bitki
PELİNSU : Pelin + Su (Bkz Pelin)
PEMBE : Açık kırmızı renk
PERÇEM: Kakül - Mızrak bayrak gibi şeylerin üzerine konulan püskül
PEREN: Ülker yıldızı
PERİ : Çok güzel çekici dişi cin
PERİHAN: Peri padişahı perilerin başı
PERRAN: Uçan uçucu
PERVİN: Ülker yıldız takımı (Süreyya)
PETEK: Arıların bal depoladığı yuvacık
PINAR: Suyun topraktan kaynayıp geldiği yer
PIRILTI: Parıldayan şeylerin çıkardığı ışık
PİRAYE: Süs bezek
PÜREN: Sarı kırmızı renkte açan küçük yapraklı bir tür ot
RABİA: Dördüncü
RAHİME: Acıyan esirgeyen
RAHŞAN: Işıltı
RANA: Güzel hoş
RAZİYE: Kabul eden boyun eğen
REBİA: Bahar
REFAH: Bolluk rahatlık
REFİKA: Eş zevce
REMZİYE: Sembolik simgesel
RENAN: İnleyen
RENGİN: Parlak renkli - Hoş süslü
REŞİDE: İyiyi doğruyu seçebilen ergin
REVAN: Su gibi akan - Ruh can
REYHAN: Fesleğen güzel kokulu bitki
REZZAN: Ağır başlı vakur ciddi
RUHAN: Güzel kokulu
RUHSAR: Yüz çehre
RUHŞEN: Neşeli canlı
RÜYA: Düş / Uyku anında bilinç altında oluşan kurgular
RÜYET: Görme.Kalp gözüyle görme
SAADET: Mutluluk
SABAH: Günün başlangıcı
SABAHAT: Güzellik
SABİHA: Güzel şirin
SABİTE : Yerinde duran kımıldamayan
SABRİYE: Sabırlı dayanıklı
SACİDE: Secdeye varan yere yüz süren
SADRİYE: Göğüsle ilgili
SAFİYE: Katıksız katışıksız saf
SAHİBA: Bir şeyi elde etmiş olan
SAHURE: Sahur zamanı doğan kız çocuğuna verilen ad
SAİME : Oruç tutan oruçlu
SAKİNE: Oynamayan kımıldamayan durgun
SALİHA: İyi yarar yetkili hakkı olan
SALİME: Eksiksiz sağ sağlam
SAMİME: Bir şeyin temeli en köklü yeri
SAMİYE: Yüksek ulu
SANAY: Ay gibi güzel
SANEM: Put - Güzel kadın
SANİA: Sanat eseri yaratan - Yapan oluşturan
SANİYE: Dakikanın 60'ta biri süresinde zaman birimi
SATI: Düğün alışverişi - Satış alışveriş
SEBLA: Uzun kirpikli göz
SEÇİL: Beğenilen seçilen
SEDA: Yankı ses
SEDEF: Midye ve istiridye gibi hayvanların beyaz ışıltılı parlak kabuğu
SEDEN: (Sedan) sesin seslenişin
SEHER: Tan ağartısı ortalığın aydınlandığı an
SELCAN: Hareketli coşkulu
SELDA: (Seldağ) Dağ seli dağdan inensel
SELEN: Haber havadis kulakla duyulanişitilen
SELİN: Senin Sel'in Sana ait sel
SELMA: Doğru ve iyi yolda selamette olma
SELVİ: Yaz kış yeşil kalan ince uzun birağaç
SEMA: Gökyüzü
SEMAHAT: Cömertlik el açıklığı
SEMİHA: Cömert gönüllü eli bol
SEMİN: Değerli pahalı
SEMİRAMİS: Asur kraliçesinin adı
SEMRA: Esmer
SENA: Övme övüş - Şimşek parıltısı
SENAY: Ay gibisin sen anlamında
SENEM: Tapılacak kadar güzel kadın sevgili
SENİHA: Yüce yüksek
SERAP: Çölde uzaktan su gibi görünen ışık yanıltmacı
SERAY: Ay gibi güzel
SEREN: Yelken gerilmek üzere direğe çapraz takılan ağaç
SERİN: Ilıkla soğuk arası
SERPİL: Serpilmiş gelişmiş
SERRA: Rahatlık kolaylık
SERTAP: İnatçı
SERVA: Masal
SEVAL: Severek alınan
SEVCAN: Sevgili insan
SEVDA: Aşk sevgi tutku tutkunluk
SEVGİ: Aşk sevme duygusu
SEVİL: Sevgiye değer sevilen
SEVİLAY: Ay gibi hep sevilen
SEVİM: Birine yakınlık duymak sempati
SEVİN: Memnun ol neşelen
SEVİNÇ: Neşe iç ferahlığı
SEVTAP: Aşırı tapacak kadar sevgi duyan
SEYHAN: Kenten kente yolculuk
SEYRAN: Gezinme
SEYYAL: Akışkan sıvı yerinde duramayan
SEZA: Uygun yaraşan
SEZAL: Sezgili
SEZEN: Sezgisi güçlü olan
SEZER: Sezgisi güçlü olan
SEZGİ: Anlama sezme yeteneği
SEZGİN: Duygulu anlayışlı
SICAK: Sıcakkanlı cana yakın
SIDIKA: Çok içten ve doğru kimse
SILA: Gurbete çıkanın doğup büyüdüğü yer
SIRMA: Altın yaldızlı ya da yaldızsız ince gümüş tel
SİBEL: Bulutla yer arasında yere düşmeyen yağmur damlası / Buğday başağı
SİMA: Düz çehre - İnsan tip
SİMGE: Alamet sembol birşeyi anlatan im imge
SİNEM: Benim tenim benim vücudum göğsüm
SOLMAZ: Güzelliğini tazeliğini uzun süre koruyan
SONAT: Bir veya iki çalgı için yazılmış 3-4 bölümlü müzik eseri
SONAY: Yılın son ayı
SONGÜL: Son açan gül
SONNUR: Son ışık
SU: Rengi kokusu ve tadı olmayan saydam sıvı madde
SUAT: Mutlu mutlulukla ilgili
SULTAN: Hükümdar ailesinden anne kızkardeş
SUNA: Boylu poslu endamlı / Erkek ördek
SUNAY: Ay sun ay ışığı sun
SUZAN: Adak ayı
SÜHANDAN: Güzel konuşan
SÜHEYLA: Güney yönünde görünen parlak yıldızlar
__________________
ŞADİYE: Sevinç neşe mutluluk
ŞAFAK: Gündoğumundan önceki aydınlık
ŞAHİKA: Yüksek yüce dağın zirvesi
ŞAZİMENT: Allah'ın adamı- Allah'a ait olanonun yolundan giden kişi
ŞAZİYE: Özellikleri kimseye benzemeyen
ŞEBNEM: Çiğ gece nemi jale
ŞEFİKA: Şefkatli acıması esirgemesi bol olan
ŞEHNAZ: Doğu müziğinde bir makam / Çoknazlı
ŞEHRAZAT: Özgür
ŞEHRİBAN: Şehrin ileri geleni
ŞELALE: Büyük çağlayan çavlan akarsunun yüksekten yere düştüğü bölümü
ŞENAY: Mutlu geçen ay
ŞENGÜL: İnsanın içini açan gül / hep şen olup hep gülmek
ŞENİZ: Mutlu sevindiren iz hatıra
ŞENNUR: Işık saçan neşe saçan
ŞERİFE: Şerefli kutsal
ŞERMİN: Utangaç
ŞEVKİYE: Neşeyle istekle ilgili
ŞEVVAL: Arap takviminin onuncu ayı
ŞEYDA: Çılgın deli divane
ŞEYMA: Eski Türk adlarından
ŞİİR: Zengin sembollerle uyumlu seslerle ortaya çıkan edebi anlatım biçimi
ŞİRİN: Cana yakın sevimli
ŞÖLEN: Eğlence kutlama şenlik
ŞULE: Alev ateş alevi
ŞÜKRAN: İyilik bilme minnettarlık
ŞÜKRİYE: Görülen iyiliğe karşı şükretmek
TAÇNUR: Mutluluk
TAHİRE: Gündoğusundan esen rüzgar
TAHSİNE: Günün başlangıcı
TALHA: Güzellik
TALİA: Güzel şirin
TAMAY: Sabırlı dayanıklı
TANAY: Secde eden
TANSU: Şafak rengi vurmuş su
TANYEL: Katıksız arı - Seçilmiş
TARA: Sahur zamanı doğan kız çocuğuna verilen ad
TAYYİBE : İyi hoş çok temiz
TEKGÜL: Durgun - Kendi halinde sessiz
TENAY: Uygun yakışan - Yetkili olan - Dine uygun hareket eden
TENDÜ: Öz asıl
TENNUR: Yüksek ulu
TEZER : Çabuk ve erken
TİJEN: Ay gibi güzel
TİLBE: Put - Güzel kadın
TUBA: Sanat eseri yaratan - Yapan oluşturan
TUĞÇE: Dakikanın altmışta biri
TURNA: Avrupa ve Kuzey Afrika'da yaşayan göçmen kuş türü
TUTAM: Bir desteden daha / parmak uçlarıyla alınabilen / Tutmaktan tutam
TUTKU: İradeyi aşan güçlü coşku ihtiras
TÜLAY: İncelikle düşünce ile ilgili
TÜLİN: Uzun kirpikli göz
TÜNAY / TUNAY: Mehtap ay ışığı gece görülen aydınlık
TÜRKAN: Hakana saltanatta ortaklık edeneşi
TÜRKÜ: Yankı
__________________
ULVİYE: Yüce yüksek gökle ilgili
UMAY: Üzerinden geçtiği kişilere mutluluk getirdiğine inanılan kuş Devlet kuşu
UMUR: Görgü deneyim
UMUT: Ümit geleceğe güven duygusu
UZAY: Bütün varlıkları kaplayan sonsuz boşluk
UZEL: Usta becerikli
ÜLFER: Irmak büyük su
ÜLKER : Gökyüzünün kuzey kıyısında bir yıldız takımının adı
ÜLKÜ: Amaç ideal
ÜMMİYE : Okur yazar olmayan kadın
ÜMRAN: Mutluluk bolluk bereket / Bayındırlık
ÜNSEL: Ünü sel gibi aşan
ÜNSELİ: Ünü sellere benzeyen
ÜNZİLE: Gönderilmiş
__________________
VAHİDE: Tek bir
VARİDE: Gelen erişen - Söylenti
VASFİYE: Nitelikli
VEDİA: Korunması için bırakılan emanet
VEFİKA: Uygun aynı fikirde yoldaş
VELİDE: Yeni doğmuş çocuk
VERDA: Verdane (merdane Osm.) / Verd (Ar.)'den Verda gül anlamında
VESİLE: Neden sebep - Kavuşma
VİCDAN: İyiyi kötüden ayırmaya yarayan şuur ahlak
VİLDAN: Yeni doğmuş çocuklar
VUSLAT : Kavuşma yetişme ulaşma
YAĞMUR: Yeryüzüne düşen yağışın sıvı halinde olanı
YAKUT: Aliminyum oksit yapısında parlak kırmızı renkli değerli taş
YANKI: Sesin bir yere çarpıp geri dönmesi ile oluşan ikinci ses ses yansıması
YAPRAK: Ağaç ve bitkilerin yeşil kısımları
YAREN: Dost arkadaş
YASEMİN: Kokulu çiçekler açan bir tür ağaççık
YAŞAM: Hayat
YAZGÜLÜ : Yaz ve Gül tamlaması / Yazın açan gül "şimdilerde bir de güz gülleri var"
YELDA: Uzun ve siyah / Yılın en uzun gecesi
YELİZ: Yel ve iz rüzgar ve izi anlamında
YEŞİM: Yeşil renkli değerli taş
YETER : Kafi tamam gereksinimi karşılayacaknitelikte olan
YILDIZ: Güneş ve ay dışında gökyüzündeki ışıklı cisimlerden her biri
YONCA: Birçok türü bulunan bitki
YOSUN: Çiçeksiz bitkilerin suların yüzünde ve dibinde bulunan bir türü
YUDUM: Bir içimlik sıvı
YURDAGÜL: Yurduna güller saçan güzellik getiren
YURDANUR : Yurduna nur getiren
YÜKSEL: Özellikle manevi anlamda yüce ol
ZAHİDE: Dinin yasak ettiği şeylerden sakınan
ZAMBAK: Güzel iri çiçekli bir süs bitkisi
ZARAFET: İncelik güzellik
ZEHRA: Beyaz ve parlak yüzlü olan
ZEKİYE: Zeka sahibi kavrayışlı
ZELİHA: Züleyha su perisi
ZENNAN: Kadınlar
ZENNUR: Zinnur nurlu ışıklı
ZEREN: Anlayışlı zeki
ZERRİN: Altından yapılmış - Altın renginde - Bir cins çiçek - Fulya
ZEYNEP: Değerli taşlar mücevherler
ZEYNO: Zeynep'in halk dilindeki söylenişi
ZİNNUR: Nurlu ışıklı
ZİŞAN: Şanlı ünlü çok tanınmış
ZİYNET: Süs süs eşyası
ZUHAL: Satürn
ZÜBEYDE: Öz asıl
ZÜHAL: Dokuz gezegenden altıncısı (Satürn)
ZÜHRE: Çiçek açan / Çoban yıldızı (Venüs)
ZÜLAL: Berrak saf tatlı soğuk su
ZÜLEYHA: Hz. Yusuf'un karısının adı
ZÜLFİYE: Saçları çok güzel olan
ZÜMRA: Güzel iyi ahlaklı - Zeki bilgili kadın
ZÜMRÜT: Yeşil renkli bir değerli taş
ZAHİDE: Dinin yasak ettiği şeylerden sakınan
ZAMBAK: Güzel iri çiçekli bir süs bitkisi
ZARAFET: İncelik güzellik
ZEHRA: Beyaz ve parlak yüzlü olan
ZEKİYE: Zeka sahibi kavrayışlı
ZELİHA: Züleyha su perisi
ZENNAN: Kadınlar
ZENNUR: Zinnur nurlu ışıklı
ZEREN: Anlayışlı zeki
ZERRİN: Altından yapılmış - Altın renginde - Bir cins çiçek - Fulya
ZEYNEP: Değerli taşlar mücevherler
ZEYNO: Zeynep'in halk dilindeki söylenişi
ZİNNUR: Nurlu ışıklı
ZİŞAN: Şanlı ünlü çok tanınmış
ZİYNET: Süs süs eşyası
ZUHAL: Satürn
ZÜBEYDE: Öz asıl
ZÜHAL: Dokuz gezegenden altıncısı (Satürn)
ZÜHRE: Çiçek açan / Çoban yıldızı (Venüs)
ZÜLAL: Berrak saf tatlı soğuk su
ZÜLEYHA: Hz. Yusuf'un karısının adı
ZÜLFİYE: Saçları çok güzel olan
ZÜMRA: Güzel iyi ahlaklı - Zeki bilgili kadın
ZÜMRÜT: Yeşil renkli bir değerli taş
ZAHİDE: Dinin yasak ettiği şeylerden sakınan
ZAMBAK: Güzel iri çiçekli bir süs bitkisi
ZARAFET: İncelik güzellik
ZEHRA: Beyaz ve parlak yüzlü olan
ZEKİYE: Zeka sahibi kavrayışlı
ZELİHA: Züleyha su perisi
ZENNAN: Kadınlar
ZENNUR: Zinnur nurlu ışıklı
ZEREN: Anlayışlı zeki
ZERRİN: Altından yapılmış - Altın renginde - Bir cins çiçek - Fulya
ZEYNEP: Değerli taşlar mücevherler
ZEYNO: Zeynep'in halk dilindeki söylenişi
ZİNNUR: Nurlu ışıklı
ZİŞAN: Şanlı ünlü çok tanınmış
ZİYNET: Süs süs eşyası
ZUHAL: Satürn
ZÜBEYDE: Öz asıl
ZÜHAL: Dokuz gezegenden altıncısı (Satürn)
ZÜHRE: Çiçek açan / Çoban yıldızı (Venüs)
ZÜLAL: Berrak saf tatlı soğuk su
ZÜLEYHA: Hz. Yusuf'un karısının adı
ZÜLFİYE: Saçları çok güzel olan
ZÜMRA: Güzel iyi ahlaklı - Zeki bilgili kadın
ZÜMRÜT: Yeşil renkli bir değerli taş
ZAHİDE: Dinin yasak ettiği şeylerden sakınan
ZAMBAK: Güzel iri çiçekli bir süs bitkisi
ZARAFET: İncelik güzellik
ZEHRA: Beyaz ve parlak yüzlü olan
ZEKİYE: Zeka sahibi kavrayışlı
ZELİHA: Züleyha su perisi
ZENNAN: Kadınlar
ZENNUR: Zinnur nurlu ışıklı
ZEREN: Anlayışlı zeki
ZERRİN: Altından yapılmış - Altın renginde - Bir cins çiçek - Fulya
ZEYNEP: Değerli taşlar mücevherler
ZEYNO: Zeynep'in halk dilindeki söylenişi
ZİNNUR: Nurlu ışıklı
ZİŞAN: Şanlı ünlü çok tanınmış
ZİYNET: Süs süs eşyası
ZUHAL: Satürn
ZÜBEYDE: Öz asıl
ZÜHAL: Dokuz gezegenden altıncısı (Satürn)
ZÜHRE: Çiçek açan / Çoban yıldızı (Venüs)
ZÜLAL: Berrak saf tatlı soğuk su
ZÜLEYHA: Hz. Yusuf'un karısının adı
ZÜLFİYE: Saçları çok güzel olan
ZÜMRA: Güzel iyi ahlaklı - Zeki bilgili kadın
ZÜMRÜT: Yeşil renkli bir değerli taş
Değişik Kız Bebek isimleri
su
CANAN: Sevgili yar
CANDAN: Yürekten içten
CANEL: İçten candan uzatılan dostluk eli
CANKAT: Yaşamına can ekle sevinçle dol
CANSEL: Cana dair canla ilgili
CANSIN: İçten gönüldensin
CANSU: Cana benzer değerde
CAVİDAN: Ebedi sonsuz
CELİLE: Büyük ulu
CEMİLE: Hoşa giden davranış
CEMRE: Önce havada sonra suda ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi
CENNET: Dinsel inançlara göre iyilerin ölünce gideceğine inanılan yer
CEREN: Ceylan ahu
CEVHER: Bir şeyin özü - Güç enerji - Değerli taşlar
CEVRİYE: Eziyet cefa sıkıntı
CEYDA: Yararlı herkese iyilik yapan
CEYLA: Bu isim de çok istek almasına rağmen ben anlamını bulamadım. Bilen varsa lütfen yazsın.
CEYLAN: Geyik cinsinden gözlerinin güzelliğiyle ünlü hayvan
CİHAN: Evren alem
CİHANNUR: Alemi aydınlatan nurlu ışık
CİLVENAZ: Nazı özellikle yapan / Cilveyle nazı birarada bulunduran
__________________
DAMLA: Bir sıvının küçük parçacığı
DEFNE: Yaprakları güzel kokulu yaz kış yeşil olan bir ağaç türü
DELFİN: Yunus balığı
DEMET: Sapları bir araya getirilip bağlanan bitki ya da çiçek
DENİZ: Yeryüzünün 3/4'ünü oluşturan tuzlusu tabakası
DEREN: Derleyen toplayan
DERİN: Yüzeyi tabanından uzak olan
DERYA: Deniz çok bol gönül
DESTAN: Kahramanlık olaylarını konu alan şiir
DESTE: Cinsleri aynı ya da birbirine yakın şeylerin birarada bağlanması
DEVRAN: Talih kader
DİBA: Çiçek desenli ipek kumaş - Sevgilinin yüzü
DİCLE: Güneydoğu bölgemizde bir nehir
DİCLEHAN: Dicle ve han kelimelerinden oluşan isim
DİDE: Göz (Arapça)
DİDEM: Dide Göz: Didem= Gözüm
DİLAN: Gönül dostu gönüldaş
DİLARA: Gönül alıcı sevgili
DİLAY: Gönlü ay gibi parlak ışıklı olan / ışıl ışıl berrak konuşan
DİLBERAN: Dilberler güzeller
DİLBERAY: Ay gibi güzel kadın
DİLDAR: Birinin gönlünü almış sevgili
DİLEK: İstek arzu
DİLER: İsteyen dileyen
DİLHAN: İçten samimi söylenen
DİLRUBA: Gönül kapan herkesi kendine bağlayan
DİLŞAD: Gönlü hoş
DOLUNAY: Ayın tam olarak görünen biçimi
DÖNDÜ: Henüz evlenmemiş kız
DURU: Saf berrak
DUYGU: His gönülde uyanan yankı ya da tepki
DÜNYA: Yeryüzü
DÜRDANE: İnci tanesi
DÜRRİYE: İnci gibi parlayan
__________________
EBRU: Kaşe / Hare gibi dalgalı kumaş
ECE: Reis / Ulu / İlerigelen
ECEHAN: Yönetici konumundaki ecekraliçe
ECEM: Kraliçem benim sultanım
EDA: Anlatış yolu ve biçimi / Sevimli olma hali
EDİBE: Edepli terbiyeli - Edebiyatla uğraşan yazar
EDİS: Benzerlerinden üstün yüce
EFSER: Taç
EFTALYA: Bir dönemin ünlü gayrimüslim ses sanatçısı Denizkızı Eftalya'dan
EGE: Bir çocuğu koruyan ondan sorumlu olan - Bir deniz
EKİM: Ekme yetiştirme - Yılın onuncu ayı
EKİN: Buğday / Tahılın ekimden harman dönemine kadarki hali / Kültür
ELA: Sarıya çalar kestane rengi
ELÇİN: Deste / Demet / Bir kerede ele alınabilecek kadar az olan nesne
ELİF: Arap alfabesinin ilk harfi / dost tanıdık / ışık saçan güzel kız
ELMAS: Billurlaşmış karbondan oluşan sert değerli taş
ELVAN: Renkli renk renk / güzel kokuların yayılması
EMEL: Güçlü istek / Umulan ve beklenen şey
EMİNE: Güvenilir inanılır kimse
ENGİN: Uçsuz bucaksız genişlikte - Denizin karadan uzak geniş bölümü
ENİSE: Sevimli / Dost / Cana yakın arkadaş
ERDEN: Bakire - El sürülmemiş yer
ERGÜL: Erler içinde seçkinleşen erlerin gülü
ERTAÇ: Erkeklerin baştacı olmuş güzel
ESEN: Sağ salim rahat mutlu sağlıklı
ESER: Rüzgarın esmesi/ Ortaya konan yapıt
ESİN: Rüzgar / İlham /İçe doğan duyguve düşünce
ESMA: Adlar isimler
ESMERAY: Ay güzelliğinde esmerlik
ESRA: Arapça seri kelimesinden (ardarda sıralanan)'den esra
EVREN: Var olan şeylerin tümü - Felek cihan
EVRİM: Değişim ve gelişmeler dizisi
EVŞEN: Hafif / Şen olan ev gibi de tanımlanabilir
EYLEM: Değişiklikdoğuran davranış iş
EYLÜL: Yılın 30 gün süren 9. ayı (Güz'ün başlangıcı)
EYŞAN: Şanlı güzel güzelliği ile ünlü
EZGİ: Belli bir kuralla yaratılan duygu meydana getiren ses dizisi şarkı türkü
EZRA: Sözü konuşması düzgün
__________________
FADİK: Fatma adının bir söyleniş biçimi
FADİME: Fatma adının bir söyleniş biçimi (Fa-tı-ma)
FADİŞ: Fatma adının bir söyleniş biçimi
FAHİRE: Övünülecek iftihar edilecek - Kıymetli - Parlak güzel mükemmel FAHRİYE Bir karşılık beklemeden yapılan iş - Bir şiir türü
FAHRİYE: Bir işi çıkar beklemeden yapan
FAHRÜNİSSA: Övünülecek değerde kadın
FATMA: Sütten kesme / Aslı Fatima
FATMANUR: Fatma ve nur kelimelerinden türetilen isim
FATOŞ: Fatma adının halk arasında birbaşka söyleniş biçimi
FAZİLET: Erdem / İyi huyların tümü
FEHİME: Anlayışlı çabuk kavrayan
FERAH: Bol geniş / Rahatlık veren / Gönlü şenlendiren
FERAY: Aydınlık parlak
FERAYE: Ay ışığı
FERDA: Yarın / Gelecek zaman/ mecazi anlamda kıyamet günü
FERHAN: Sevinçli mesut
FERHUNDE: Mübarek kutlu uğurlu
FERİDE: Tek eşsiz benzeri olmayan
FERİHA: Sevinçli ferah
FERZAN: Bilim
FEVZİYE: Galip gelen üstün - Tanrının bereketiyle ilgili
FEYMAN: Ahlaki olgunluk
FEYZA: Başarılı refah içinde mutlu
FEZA: Uzay evrenin genişliği
FİDAN: Ağaçların genç ve yeni yetişeni
FİGEN: Çiçek demeti / Gölge yapan gölge düşüren
FİKRET: Fikir düşünce - Amaç niyet
FİKRİYE: Düşünce ile fikir ile ilgili
FİLİZ: Ağaçtan süren taze dalcıklar
FİRDEVS: Cennetteki altıncı bahçenin adı
FİRUZE: Mesut mutlu - Açık yeşille gök mavisi renkleri arasında kıymetli taş
FULDEM: Her zaman geniş açık görüşlü
FULDEN: Her zaman geniş açık görüşlü
FULYA: Nergislerden soğan köklü bir bitki
FUNDA: Küçük çalılık / Süpürge otu
FÜREYYA: Parlak ışıltılı günler
FÜRUZAN: Çok parlak parlayıcı aydınlık
FÜSUN: Efsun / Büyü sihir
__________________
GAMZE: Çene ya da yanakta gülümserken beliren çukurluk
GAYE: Amaç erek varılmak istenen hedef
GAZAL: Ceylan geyik - Güzel iri göz
GENCAY: Hilal
GİZEM: Sır / bilinmeyen şeyler esrarengizlik
GONCA: Açılmamış tomurcuk halinde gül
GÖKBEN: Özü genç olan
GÖKÇE: Sevimli güzel / Gök rengi mavimsi
GÖKÇEN: Mavi gözlü
GÖKNİL: Gökyüzüne ait olan Gök + Nil olarak da düşünülebilir
GÖKNUR: Nurlu ışıklı aydınlık gökyüzü
GÖKSU: Mavi su akarsulara verilen ad
GÖKŞİN: Gök gibi mavi gözlü / Sonsuz mavi derinlik
GÖNÜL: Kalp eğilim sevgi arzu heyecan gibi duyguların bulunduğu yer
GÖRKEM: İhtişam gösteriş
GÖZDE: Göze girmiş birince sevilip beğenilen
GÜHER: İnci / Soy sop
GÜL: Gülgillerin örneği olan bitki ve bunun çiçeği
GÜLAY: Güllerin açtığı ay mayıs
GÜLBAHAR: Ebru yapmakta kullanılan koyu kırmızıboya
GÜLBEN: Ben gül'üm anlamında
GÜLBİZ: Bizim gülümüz
GÜLCAN: Gül gibi güzel canlı
GÜLÇİN: Gül derleyen gül toplayan
GÜLDEM: Hiç solmayan her dem gül her dem gülen
GÜLDEN: Gül gibi güle ait gülden yapılmış
GÜLDEREN: Gül toplayan
GÜLDESTE: Gül destesi
GÜLEN: Güleç yüzlü
GÜLENDAM: Gül gibi endamlı zarif görünümlü
GÜLER: Gülen sevinçli
GÜLFEM: Gül dudaklı gül ağızlı
GÜLFİDAN: Gül fidanı gibi endamlı
GÜLGÜN: Gül renginde kırmızı pembe
GÜLHANIM: Gül gibi güzel kadın
GÜLİN: Güle ait olan gülden gelen
GÜLİSTAN: Gül bahçesi
GÜLİZ: Gül gibi güzel iz bırakan
GÜLİZAR: Gül yanaklı
GÜLLÜ: Güzel kadın / Gülü olan
GÜLNAZ: Gül gibi ince ve narin
GÜLNİHAL: Gül fidanı
GÜLNUR: Çevresini aydınlatan gül
GÜLPEMBE: Gül pembesi / Gül gibi pembe yanaklı
GÜLRİZ: Gül saçan gül serpen
GÜLSELİ: Gül seli
GÜLSEN: Gül gibi güzel
GÜLSEREN: Gül toplayan dağıtan
GÜLSOY: Gül gibi güzel bir soydan gelen
GÜLSÜM: Yuvarlak yüzlü güzel
GÜLSÜN: Yaşam boyu yüzü hep gülsün anlamında
GÜLŞAH: Gül dalı güllerin kraliçesi
GÜLŞEN: Gülistan / Gül bahçesi
GÜLTEN: Gül gibi pembe tenli
GÜLÜMSER: Her zaman gülümseyen
GÜN: Gündüz vakti / Aydınlık
GÜNAL: Gün al yaşa kızıl renkli güneş
GÜNER: Güneşin doğma zamanı - Fecr
GÜNEŞ: Kendi sistemi içindeki gezegenlere ısı ışık veren gökcismi
GÜNGÖR: İyi günler yaşa anlamında
GÜNİZ: Günün başlangıcını belirleyen görüntü
GÜNNUR: Güneş ışığının aydınlığı nuru
GÜNSEL: Günle ilgili güne ait
GÜNSELİ: Işık seli bol parlak ışık demeti
GÜRCAN: Herkesi seven özveride bulunan
GÜVEN: Birşeyden beklenen niteliğe inanıp ona göre davranmak
GÜZİDE: Seçkin seçme seçilmiş
GÜZİN: Seçici beğenici
------------------------------------------------------------------
HABİBE: Seven sevgili dost
HACER: Taş kaya parçası çakıl
HAFİZE: Koruyucu esirgeyici
HALE: Ayın çevresinde görülen ışıklı halka
HALENUR: Ayın ya da güneşin çevresindeki halkadan geçen ışık
HALİDE: Sürüp gelen sürekli geç yaşlanan
HALİME: Sakin sessiz
HAMİDE: Şükredici hamd edici
HAMİYET: İnsanın aile ve ülkesini koruma çabası iyilik severlik
HANDAN: Gülen şen
HANDE: Gülüş gülme / alay etme eğlenme
HANIM: Soylu kadın bayan
HANİFE: Allah'ın birliğine inanan iman eden
HARİKA: Eşyanın tabiatı dışında doğa üstü garip şey olağanüstü
HASİBE: Kişisel değeri olan ünlü soydan gelen
HASRET: Ele geçirilemeyen bir şeye üzülmek - İç çekme inleme
HATIRA: Anı andaç
HATİCE: Erken doğan kız çocuğu
HAVVA: Allah'ın yarattığı ilk kadın
HAYAL: İnsanın beyninde kurduğu düşünceler kesitler olaylar
HAYAT: Yaşam doğumdan ölüme kadar geçen süre
HAYRİYE: Hayr'la iyilikle ilgili
HAYRÜNİSSA: Kadınların hayırlısı
HAZAL: Haz duy tad al anlamında
HAZAN: Güz sonbahar
HAZER: Deniz büyük su
HEDİYE: Armağan bahşiş
HİCRAN: Ayrılık - Unutulmaz acı keder
HİLAL: Gül yanaklı
HURİ: Cennet kızı melek
HURİYE: Melekle ilgili melek gibi
HÜLYA: Kuruntu hayal
HÜMEYRA: Aklık beyazlık
HÜNER: Marifet beceri herkesin yapamadığı şeyleri yapmak
HÜRMÜZ: Zerdüşt dininde iyilik ve hayır tanrısı
HÜRREM: Sevinçli hoş vakit geçiren
HÜRRİYET: Özgürlük
HÜSNİYE: Güzellikle ilgili güzelliğe ait
__________________
ILGAZ: Hücum akın - Bir dağ
ILGIN: Akdeniz bölgesinde yetişen birtür ağaç
IRMAK: En büyük akarsu nehir
IŞIK: Cisimleri görmemizi sağlayan fiziksel erke
IŞIL: Aydınlık parlak ışık
IŞILAY: Ay ışığı mehtap
IŞILTI: Parıltı titrek ışık
IŞIN: Bir ışık kaynağından çıkan ışık demeti
ITIR: Güzel koku / Çiçek
---------------------------------------------------
İCLAL: Azamet büyüklük ağırlama ikram
İDİL: Kır hayatını anlatan şiir ya da yazı - İçten saf aşk
İFFET: Temizlik namuslu olmak
İKBAL: Baht açıklığı işlerin doğru gitmesi
İLAYDA: Su perisi
İLCAN: Ülkenin canı sevdiği
İLGİN: Yabancı gurbette yaşayan
İLHAN: Moğol hükümdarı
İLKAY: Ayın ilk hali
İLKBEN: Ben ilk'im anlamında
İLKCAN: İlk doğan çocuklara verilen ad
İLKE: Temel düşünce ana görüş ve inanış
İLKİN: Önce öncelikle
İLKNUR: Ayın ilk hali
İLKSEN: Önce sen anlamında
İLKYAZ: Bahar sonu Yaz başlangıcı
İLSU: lkenin suyu bereketi
İLTER: Yurdunu seven koruyan
İMGE: Zihinde tasarlanan /düş hayal gibi gerçekleşmesi özlenen şey
İMRAN : Bayındırlık mutluluk bollukbereket
İMREN: Görünen bir şeyi ya da bir isteği elde etme isteği
İNCİ: İstiridyede oluşan küçük değerli süs tanesi
İNCİNUR: İnci gibi ışıklı parlak
İPEK: İpek böceği kozası çözülerek çıkarılan ince parlak tel
İREM: Cennet / Şam ya da Yemende bulunduğu ileri sürülen eski ünlü bahçe
İSMİHAN: Hükümdar ismi
İYEM: Güzellik
İZEL: İz + El /El izi anlamında
İZGİ: İyi güzel adaletli
__________________
JALE: Kırağı çiğ şebnem
JALENUR: Parlayan ışıldayan çiy
JÜLİDE: Karışık dağınık saç
-----------------------------------------
KADER: Değişmez bir karar ile iyilik yada kötülük hazırladığına inanılan olağan üstü güç
KADRİYE: Değerle ilgili / İtibar onur
KAMELYA: Çaygillerden büyük çiçekler açan bir bitki - Yabangülü
KAMİLE: Tam eksiksiz - Kemale ermiş - Bilgin bilgili
KAMURAN: İstediğine ulaşmış mutlu
KARANFİL: Kokulu bir çiçek
KARDELEN: Baharda çok erken açan bir çiçek - Çiğdem
KARMEN: Parlak kırmızı
KAYRA: Büyük birinden gelen iyilik - İhsan
KERİMAN: Cömert - Ulu büyük
KERİME: Cömert - Ulu büyük - Kız çocuk
KEVSER: Cennette bir akarsuyun adı
KEZBAN: Aslı Kedbanu - vekilharç kadın (evi çekip çeviren)
KISMET : Talih nasip kader
KIVILCIM: Yanan bir maddeden sıçrayan ateş parçası
KIYMET: Değer paha (baha) bedel
KİBARİYE: İnce zarif - Cömert asil
KİRAZ: Gülgillerden bir meyva ağacının sulu
KÖSEM: Sürülere rehberlik eden - Cildi temiz pürüzsüz
KUMRU: Güvercinden küçük boz renkli kuş
KÜBRA: En büyük
LALE: Yaprakları uzun çiçekleri kadeh biçiminde çeşitli renkleri olan soğanlı bir süs bitkisi
LALEHAN: Lalelerin sultanı
LAMİA: Parlak parlayan
LATİFE: Yumuşak hoşgüzelnazik - Güldüren güzel söz şaka
LEMAN: Parlama parıltı
LEMİDE : Parlak parıldayan
LERZAN: Titreyiş titrek
LETAFET: Latiflik hoşluk - Güzellik
LEYLA: Uzun ve karanlık gece
LÜTFİYE: İyi muamele güzellik ve hoşlukla ilgili
LÜTUF: İyilik güzellik hoşluk - İhsan bağış
MACİDE: Şan ve şeref sahibi
MAHİNUR: Ay ışığı - Ay yüzlü güzel
MAHMURE: Uyku basmış yarı baygın göz
MAKBULE: Alınan kabul olunan beğenilen
MANOLYA: Beyaz güzel kokulu ağaç ve çiçekleri
MARAL: Dişi geyik ceylan karaca
MEDİHA: Övülmeye neden olan
MEFHARET : Övünç övünme kıvanç
MEFKURE: Ulaşılmak istenilen en yüce amaç
MEFTUN: Gönül vermiş tutkun
MEHPARE: Ay parçası
MEHTAP: Ay ışığı Dolunay
MEHVEŞ: Ay yüzlü güzel
MELAHAT: Güzellik güzel yüzlülük yüzünde tatlı ifade olmak
MELDA: İnce ve taze vücutlu
MELEK: Allah ile insanlar arasında aracılık yapan manevi yaratık
MELİHA: Güzel Şirin
MELİKE: Kadın hükümdar hükümdarın karısı
MELİS: Bal arısı
MELİSA: Baklagillerden yaprakları liomu andıran kokulu bir bitki
MELODİ : Ezgi müzik parçası
MELTEM: Yazın karadan denize doğru esen mevsim rüzgarı
MENEKŞE: İnce saplı ufak mavi çiçekli güzel kokulu bitki
MENGÜ: Ebedi ölümsüz
MERİÇ: Bulgaristanla olan sınırımızda bulunan bir nehir
MERİH: Dokuz gezegenden biri (Mars)
MERVE: Mekke yakınlarında bir dağ
MERYEM: Dinine bağlı kadın
MESUDE: Mutlu bahtiyar
MISRA: Şiirin bir satırı
MİHRİBAN: Seven şefkatli
MİMOZA: İnce sarı yapraklı çiçek açan bir süs bitkisi
MİNE: Maden eşya üstündeki renkli sır tabakası
MİRAY: Yılın ilk aylarında doğan / Güneş gibi ay gibi parlayan
MUALLA: Makam ve rütbece yüksek olan
MUAZZEZ: Saygı uyandıran kıymetli - İzzet şeref sahibi
MUHTEREM: Saygın saygıdeğer
MUKADDER: Tanrı hükmü kader alın yazısı
MUKADDES: Kutsal olan mübarek olan Mukaddes Kutsal olan mübarek olan
MUNİSE: Sıcak kanlı sevimli
MUZAFFER: Zafer kazanan üstün gelen
MÜBERRA: Aklanmış temize çıkarılmış
MÜCELLA: Parlak cilalanmış
MÜESSER: Eser bırakan eser sahibi
MÜGE: İnci çiçeği
MÜJDE: İyi haber sevinçli haber
MÜJGAN: Kirpik
MÜKRİME: İkramı bol olan
MÜNEVVER: Aydınlatılmış parlak ışıklı bilgili
MÜNİRE: Işık veren aydınlatan
MÜRÜVVET: Kişilik şahsiyet insanlık
MÜŞERREF: Onurlandırılmış şerefli kılınmış
MÜYESSER: Kolaylıkla yapılan
MÜZEYYEN: Süslü süslenmiş bezenmiş
__________________
NACİYE: Kurtulmuş selamete kavuşmuş
NADİDE: Görülmemiş görülmedik ender bulunan
NADİRE : Az bulunur seyrek ender bulunan
NAFİA: Bir yeri güzelleştirmek için yapılan çalışmalar
NAGEHAN: Ansızın
NAĞME: Ezgi uyumlu ses
NAHİDE: Venüs - Ergenlik çağındaki kız
NAİLE: İsteğine ulaşmış
NALAN: İnleyen
NAME: Mektup - Aşk mektubu
NARİN: Zarif ince yapılı
NAŞİDE: Şiir okuyan yazan
NAZ: Kendini beğendirmek amacıyla yapılan davranış
NAZAN: Nazlanan işve yapan cilve yapan
NAZENDE: Nazlanan - Sevgili
NAZİFE: Zarif kibar - Temiz
NAZLI: Naz eden cilveli işveli
NAZMİYE: Şiirle ilgili düzenli
NEBAHAT: Onur şeref ün
NECLA: Çocuk evlat oğul kuşak sülalenesil
NECMİYE: Yıldızlarla ilgili yıldızlara ait
NEDİME: Hoş sohbet kadın - Kadın arkadaş
NEDRET: Az bulunan
NEFİSE: Beğenilen hoş güzel
NEHİR : Irmak büyük akarsu
NERGİS: Çiçekleri ayrı ayrı ya da bir kök üzerinde sarı ve beyaz renkte bir bitki
NERİMAN: Pehlivan yiğit
NERMİN: Nazik ince
NESLİHAN: Han soyundan gelen
NESLİŞAH: Şah soyundan gelen
NESRİN: Bir tür yaban gülü
NEŞE: Sevinç gönül ferahlığı
NEVAL: Talih - Bağış ihsan
NEVCAN: Yeni doğmuş
NEVİN: Yeni
NEVRA: Işıklı parlak çiçek
NEZAHAT: İç temizliği paklık
NEZAKET: Naziklik zariflik incelik ç
NEZİHE: Temiz pak
NİDA: Seslenme çağırma seslenen
NİGAR: Resim resim gibi güzel
NİHAL: İnce ve düzgün vücutlu fidan gibi
NİHAN: Gizli saklanmış görünmeyen sır giz
NİL: Afrika kıtasında bir nehir
NİLAY: Nil'e ışık saçan
NİLGÜN: Mavi renkte çivit rengi
NİLÜFER: Geniş yapraklı durgun sularda yetişen bir su bitkisi
NİMET: İyilik iyi bir yaşantı için gerekli şeyler
NİSA: Kadın
NİSAN: Yılın dördüncü ayı
NUR: Işık parıltı aydınlık Allah'ın gönderdiği ışık
NURAL: Kutsal ışık
NURAN: Işıklı nurlu aydın
NURAY: Ay ışığı gibi nurlu
NURCAN: Işık canlı can ışığı
NURÇİN: Işık derleyen
NURDAN: Işıklı parlak
NURGÜL: Işıklı gül gül gibi güzel ve aydınlık
NURHAN: Aydın hükümdar
NURİYE: Işıklı ışıktan gelme
NURPERİ: Peri kadar aydınlık güzel
NURSEL: Sel gibi ışık
NURSELİ: Işık seli
NURSEN: Işık gibi nurlu
NURŞEN: Işık gibi şen ve güler yüzlü
NURTEN: Teni ışık gibi beyaz olan
NÜKHET: Güzel ve hoş kokulu
__________________
OKŞAN: Sevil sevgiye değer ol
OLCA: Düşmandan ele geçirilen mal ganimet
OLCAY: Talih baht ikbal
ORKİDE: Az bulunup zor yetiştirilen değerli bir çiçek
OYA: İpek ibrişim kullanılarak iğne fırkete gibi şeylerle yapılan ince dantel
ÖĞÜN: Kendini yüceltgurur duy - Zaman - Kez defa - Önde gelen
ÖĞÜT: Birisine ne yapıp ne yapmaması gerektiğini belirten söz
ÖMÜR: Yaşama süresi - Hayat
ÖNGÜL: Direnen inatçı - Kılavuz - Öncü teşvik eden
ÖVGÜ: Övmek için kullanılan söz
ÖVGÜL: Övülmeye değer
ÖVÜN: Başarılarınla niteliklerinle yücel
ÖYKÜ : Hikaye / Masal
ÖZDEN: Özgür özle ilgili
ÖZGE: Başka yabancı iyi güzel
ÖZGEN: Özü geniş rahat
ÖZGÜL: Bir türe ait olan - Özü gül gibi olan
ÖZLEM: Hasret birine ya dabir yere duyulan görme arzusu
ÖZLEN: Görülmek istenilen ol hasreti çekilen ol
ÖZNUR: Özü ışıklı aydınlık
ÖZÜN: Şiir - Hak edilmiş ün
PAKİZE: Çok temiz hoş ve güzel
PAPATYA: Taç yaprakları beyaz ortası sarı baharda açan bir kır çiçeği
PARLA: Parlamak fiilinin emir kipi 3. tekil şahıs
PELİN: Siyah ve beyaz renkte acı kokulu bir tür bitki
PELİNSU : Pelin + Su (Bkz Pelin)
PEMBE : Açık kırmızı renk
PERÇEM: Kakül - Mızrak bayrak gibi şeylerin üzerine konulan püskül
PEREN: Ülker yıldızı
PERİ : Çok güzel çekici dişi cin
PERİHAN: Peri padişahı perilerin başı
PERRAN: Uçan uçucu
PERVİN: Ülker yıldız takımı (Süreyya)
PETEK: Arıların bal depoladığı yuvacık
PINAR: Suyun topraktan kaynayıp geldiği yer
PIRILTI: Parıldayan şeylerin çıkardığı ışık
PİRAYE: Süs bezek
PÜREN: Sarı kırmızı renkte açan küçük yapraklı bir tür ot
RABİA: Dördüncü
RAHİME: Acıyan esirgeyen
RAHŞAN: Işıltı
RANA: Güzel hoş
RAZİYE: Kabul eden boyun eğen
REBİA: Bahar
REFAH: Bolluk rahatlık
REFİKA: Eş zevce
REMZİYE: Sembolik simgesel
RENAN: İnleyen
RENGİN: Parlak renkli - Hoş süslü
REŞİDE: İyiyi doğruyu seçebilen ergin
REVAN: Su gibi akan - Ruh can
REYHAN: Fesleğen güzel kokulu bitki
REZZAN: Ağır başlı vakur ciddi
RUHAN: Güzel kokulu
RUHSAR: Yüz çehre
RUHŞEN: Neşeli canlı
RÜYA: Düş / Uyku anında bilinç altında oluşan kurgular
RÜYET: Görme.Kalp gözüyle görme
SAADET: Mutluluk
SABAH: Günün başlangıcı
SABAHAT: Güzellik
SABİHA: Güzel şirin
SABİTE : Yerinde duran kımıldamayan
SABRİYE: Sabırlı dayanıklı
SACİDE: Secdeye varan yere yüz süren
SADRİYE: Göğüsle ilgili
SAFİYE: Katıksız katışıksız saf
SAHİBA: Bir şeyi elde etmiş olan
SAHURE: Sahur zamanı doğan kız çocuğuna verilen ad
SAİME : Oruç tutan oruçlu
SAKİNE: Oynamayan kımıldamayan durgun
SALİHA: İyi yarar yetkili hakkı olan
SALİME: Eksiksiz sağ sağlam
SAMİME: Bir şeyin temeli en köklü yeri
SAMİYE: Yüksek ulu
SANAY: Ay gibi güzel
SANEM: Put - Güzel kadın
SANİA: Sanat eseri yaratan - Yapan oluşturan
SANİYE: Dakikanın 60'ta biri süresinde zaman birimi
SATI: Düğün alışverişi - Satış alışveriş
SEBLA: Uzun kirpikli göz
SEÇİL: Beğenilen seçilen
SEDA: Yankı ses
SEDEF: Midye ve istiridye gibi hayvanların beyaz ışıltılı parlak kabuğu
SEDEN: (Sedan) sesin seslenişin
SEHER: Tan ağartısı ortalığın aydınlandığı an
SELCAN: Hareketli coşkulu
SELDA: (Seldağ) Dağ seli dağdan inensel
SELEN: Haber havadis kulakla duyulanişitilen
SELİN: Senin Sel'in Sana ait sel
SELMA: Doğru ve iyi yolda selamette olma
SELVİ: Yaz kış yeşil kalan ince uzun birağaç
SEMA: Gökyüzü
SEMAHAT: Cömertlik el açıklığı
SEMİHA: Cömert gönüllü eli bol
SEMİN: Değerli pahalı
SEMİRAMİS: Asur kraliçesinin adı
SEMRA: Esmer
SENA: Övme övüş - Şimşek parıltısı
SENAY: Ay gibisin sen anlamında
SENEM: Tapılacak kadar güzel kadın sevgili
SENİHA: Yüce yüksek
SERAP: Çölde uzaktan su gibi görünen ışık yanıltmacı
SERAY: Ay gibi güzel
SEREN: Yelken gerilmek üzere direğe çapraz takılan ağaç
SERİN: Ilıkla soğuk arası
SERPİL: Serpilmiş gelişmiş
SERRA: Rahatlık kolaylık
SERTAP: İnatçı
SERVA: Masal
SEVAL: Severek alınan
SEVCAN: Sevgili insan
SEVDA: Aşk sevgi tutku tutkunluk
SEVGİ: Aşk sevme duygusu
SEVİL: Sevgiye değer sevilen
SEVİLAY: Ay gibi hep sevilen
SEVİM: Birine yakınlık duymak sempati
SEVİN: Memnun ol neşelen
SEVİNÇ: Neşe iç ferahlığı
SEVTAP: Aşırı tapacak kadar sevgi duyan
SEYHAN: Kenten kente yolculuk
SEYRAN: Gezinme
SEYYAL: Akışkan sıvı yerinde duramayan
SEZA: Uygun yaraşan
SEZAL: Sezgili
SEZEN: Sezgisi güçlü olan
SEZER: Sezgisi güçlü olan
SEZGİ: Anlama sezme yeteneği
SEZGİN: Duygulu anlayışlı
SICAK: Sıcakkanlı cana yakın
SIDIKA: Çok içten ve doğru kimse
SILA: Gurbete çıkanın doğup büyüdüğü yer
SIRMA: Altın yaldızlı ya da yaldızsız ince gümüş tel
SİBEL: Bulutla yer arasında yere düşmeyen yağmur damlası / Buğday başağı
SİMA: Düz çehre - İnsan tip
SİMGE: Alamet sembol birşeyi anlatan im imge
SİNEM: Benim tenim benim vücudum göğsüm
SOLMAZ: Güzelliğini tazeliğini uzun süre koruyan
SONAT: Bir veya iki çalgı için yazılmış 3-4 bölümlü müzik eseri
SONAY: Yılın son ayı
SONGÜL: Son açan gül
SONNUR: Son ışık
SU: Rengi kokusu ve tadı olmayan saydam sıvı madde
SUAT: Mutlu mutlulukla ilgili
SULTAN: Hükümdar ailesinden anne kızkardeş
SUNA: Boylu poslu endamlı / Erkek ördek
SUNAY: Ay sun ay ışığı sun
SUZAN: Adak ayı
SÜHANDAN: Güzel konuşan
SÜHEYLA: Güney yönünde görünen parlak yıldızlar
__________________
ŞADİYE: Sevinç neşe mutluluk
ŞAFAK: Gündoğumundan önceki aydınlık
ŞAHİKA: Yüksek yüce dağın zirvesi
ŞAZİMENT: Allah'ın adamı- Allah'a ait olanonun yolundan giden kişi
ŞAZİYE: Özellikleri kimseye benzemeyen
ŞEBNEM: Çiğ gece nemi jale
ŞEFİKA: Şefkatli acıması esirgemesi bol olan
ŞEHNAZ: Doğu müziğinde bir makam / Çoknazlı
ŞEHRAZAT: Özgür
ŞEHRİBAN: Şehrin ileri geleni
ŞELALE: Büyük çağlayan çavlan akarsunun yüksekten yere düştüğü bölümü
ŞENAY: Mutlu geçen ay
ŞENGÜL: İnsanın içini açan gül / hep şen olup hep gülmek
ŞENİZ: Mutlu sevindiren iz hatıra
ŞENNUR: Işık saçan neşe saçan
ŞERİFE: Şerefli kutsal
ŞERMİN: Utangaç
ŞEVKİYE: Neşeyle istekle ilgili
ŞEVVAL: Arap takviminin onuncu ayı
ŞEYDA: Çılgın deli divane
ŞEYMA: Eski Türk adlarından
ŞİİR: Zengin sembollerle uyumlu seslerle ortaya çıkan edebi anlatım biçimi
ŞİRİN: Cana yakın sevimli
ŞÖLEN: Eğlence kutlama şenlik
ŞULE: Alev ateş alevi
ŞÜKRAN: İyilik bilme minnettarlık
ŞÜKRİYE: Görülen iyiliğe karşı şükretmek
TAÇNUR: Mutluluk
TAHİRE: Gündoğusundan esen rüzgar
TAHSİNE: Günün başlangıcı
TALHA: Güzellik
TALİA: Güzel şirin
TAMAY: Sabırlı dayanıklı
TANAY: Secde eden
TANSU: Şafak rengi vurmuş su
TANYEL: Katıksız arı - Seçilmiş
TARA: Sahur zamanı doğan kız çocuğuna verilen ad
TAYYİBE : İyi hoş çok temiz
TEKGÜL: Durgun - Kendi halinde sessiz
TENAY: Uygun yakışan - Yetkili olan - Dine uygun hareket eden
TENDÜ: Öz asıl
TENNUR: Yüksek ulu
TEZER : Çabuk ve erken
TİJEN: Ay gibi güzel
TİLBE: Put - Güzel kadın
TUBA: Sanat eseri yaratan - Yapan oluşturan
TUĞÇE: Dakikanın altmışta biri
TURNA: Avrupa ve Kuzey Afrika'da yaşayan göçmen kuş türü
TUTAM: Bir desteden daha / parmak uçlarıyla alınabilen / Tutmaktan tutam
TUTKU: İradeyi aşan güçlü coşku ihtiras
TÜLAY: İncelikle düşünce ile ilgili
TÜLİN: Uzun kirpikli göz
TÜNAY / TUNAY: Mehtap ay ışığı gece görülen aydınlık
TÜRKAN: Hakana saltanatta ortaklık edeneşi
TÜRKÜ: Yankı
__________________
ULVİYE: Yüce yüksek gökle ilgili
UMAY: Üzerinden geçtiği kişilere mutluluk getirdiğine inanılan kuş Devlet kuşu
UMUR: Görgü deneyim
UMUT: Ümit geleceğe güven duygusu
UZAY: Bütün varlıkları kaplayan sonsuz boşluk
UZEL: Usta becerikli
ÜLFER: Irmak büyük su
ÜLKER : Gökyüzünün kuzey kıyısında bir yıldız takımının adı
ÜLKÜ: Amaç ideal
ÜMMİYE : Okur yazar olmayan kadın
ÜMRAN: Mutluluk bolluk bereket / Bayındırlık
ÜNSEL: Ünü sel gibi aşan
ÜNSELİ: Ünü sellere benzeyen
ÜNZİLE: Gönderilmiş
__________________
VAHİDE: Tek bir
VARİDE: Gelen erişen - Söylenti
VASFİYE: Nitelikli
VEDİA: Korunması için bırakılan emanet
VEFİKA: Uygun aynı fikirde yoldaş
VELİDE: Yeni doğmuş çocuk
VERDA: Verdane (merdane Osm.) / Verd (Ar.)'den Verda gül anlamında
VESİLE: Neden sebep - Kavuşma
VİCDAN: İyiyi kötüden ayırmaya yarayan şuur ahlak
VİLDAN: Yeni doğmuş çocuklar
VUSLAT : Kavuşma yetişme ulaşma
YAĞMUR: Yeryüzüne düşen yağışın sıvı halinde olanı
YAKUT: Aliminyum oksit yapısında parlak kırmızı renkli değerli taş
YANKI: Sesin bir yere çarpıp geri dönmesi ile oluşan ikinci ses ses yansıması
YAPRAK: Ağaç ve bitkilerin yeşil kısımları
YAREN: Dost arkadaş
YASEMİN: Kokulu çiçekler açan bir tür ağaççık
YAŞAM: Hayat
YAZGÜLÜ : Yaz ve Gül tamlaması / Yazın açan gül "şimdilerde bir de güz gülleri var"
YELDA: Uzun ve siyah / Yılın en uzun gecesi
YELİZ: Yel ve iz rüzgar ve izi anlamında
YEŞİM: Yeşil renkli değerli taş
YETER : Kafi tamam gereksinimi karşılayacaknitelikte olan
YILDIZ: Güneş ve ay dışında gökyüzündeki ışıklı cisimlerden her biri
YONCA: Birçok türü bulunan bitki
YOSUN: Çiçeksiz bitkilerin suların yüzünde ve dibinde bulunan bir türü
YUDUM: Bir içimlik sıvı
YURDAGÜL: Yurduna güller saçan güzellik getiren
YURDANUR : Yurduna nur getiren
YÜKSEL: Özellikle manevi anlamda yüce ol
ZAHİDE: Dinin yasak ettiği şeylerden sakınan
ZAMBAK: Güzel iri çiçekli bir süs bitkisi
ZARAFET: İncelik güzellik
ZEHRA: Beyaz ve parlak yüzlü olan
ZEKİYE: Zeka sahibi kavrayışlı
ZELİHA: Züleyha su perisi
ZENNAN: Kadınlar
ZENNUR: Zinnur nurlu ışıklı
ZEREN: Anlayışlı zeki
ZERRİN: Altından yapılmış - Altın renginde - Bir cins çiçek - Fulya
ZEYNEP: Değerli taşlar mücevherler
ZEYNO: Zeynep'in halk dilindeki söylenişi
ZİNNUR: Nurlu ışıklı
ZİŞAN: Şanlı ünlü çok tanınmış
ZİYNET: Süs süs eşyası
ZUHAL: Satürn
ZÜBEYDE: Öz asıl
ZÜHAL: Dokuz gezegenden altıncısı (Satürn)
ZÜHRE: Çiçek açan / Çoban yıldızı (Venüs)
ZÜLAL: Berrak saf tatlı soğuk su
ZÜLEYHA: Hz. Yusuf'un karısının adı
ZÜLFİYE: Saçları çok güzel olan
ZÜMRA: Güzel iyi ahlaklı - Zeki bilgili kadın
ZÜMRÜT: Yeşil renkli bir değerli taş
ZAHİDE: Dinin yasak ettiği şeylerden sakınan
ZAMBAK: Güzel iri çiçekli bir süs bitkisi
ZARAFET: İncelik güzellik
ZEHRA: Beyaz ve parlak yüzlü olan
ZEKİYE: Zeka sahibi kavrayışlı
ZELİHA: Züleyha su perisi
ZENNAN: Kadınlar
ZENNUR: Zinnur nurlu ışıklı
ZEREN: Anlayışlı zeki
ZERRİN: Altından yapılmış - Altın renginde - Bir cins çiçek - Fulya
ZEYNEP: Değerli taşlar mücevherler
ZEYNO: Zeynep'in halk dilindeki söylenişi
ZİNNUR: Nurlu ışıklı
ZİŞAN: Şanlı ünlü çok tanınmış
ZİYNET: Süs süs eşyası
ZUHAL: Satürn
ZÜBEYDE: Öz asıl
ZÜHAL: Dokuz gezegenden altıncısı (Satürn)
ZÜHRE: Çiçek açan / Çoban yıldızı (Venüs)
ZÜLAL: Berrak saf tatlı soğuk su
ZÜLEYHA: Hz. Yusuf'un karısının adı
ZÜLFİYE: Saçları çok güzel olan
ZÜMRA: Güzel iyi ahlaklı - Zeki bilgili kadın
ZÜMRÜT: Yeşil renkli bir değerli taş
ZAHİDE: Dinin yasak ettiği şeylerden sakınan
ZAMBAK: Güzel iri çiçekli bir süs bitkisi
ZARAFET: İncelik güzellik
ZEHRA: Beyaz ve parlak yüzlü olan
ZEKİYE: Zeka sahibi kavrayışlı
ZELİHA: Züleyha su perisi
ZENNAN: Kadınlar
ZENNUR: Zinnur nurlu ışıklı
ZEREN: Anlayışlı zeki
ZERRİN: Altından yapılmış - Altın renginde - Bir cins çiçek - Fulya
ZEYNEP: Değerli taşlar mücevherler
ZEYNO: Zeynep'in halk dilindeki söylenişi
ZİNNUR: Nurlu ışıklı
ZİŞAN: Şanlı ünlü çok tanınmış
ZİYNET: Süs süs eşyası
ZUHAL: Satürn
ZÜBEYDE: Öz asıl
ZÜHAL: Dokuz gezegenden altıncısı (Satürn)
ZÜHRE: Çiçek açan / Çoban yıldızı (Venüs)
ZÜLAL: Berrak saf tatlı soğuk su
ZÜLEYHA: Hz. Yusuf'un karısının adı
ZÜLFİYE: Saçları çok güzel olan
ZÜMRA: Güzel iyi ahlaklı - Zeki bilgili kadın
ZÜMRÜT: Yeşil renkli bir değerli taş
ZAHİDE: Dinin yasak ettiği şeylerden sakınan
ZAMBAK: Güzel iri çiçekli bir süs bitkisi
ZARAFET: İncelik güzellik
ZEHRA: Beyaz ve parlak yüzlü olan
ZEKİYE: Zeka sahibi kavrayışlı
ZELİHA: Züleyha su perisi
ZENNAN: Kadınlar
ZENNUR: Zinnur nurlu ışıklı
ZEREN: Anlayışlı zeki
ZERRİN: Altından yapılmış - Altın renginde - Bir cins çiçek - Fulya
ZEYNEP: Değerli taşlar mücevherler
ZEYNO: Zeynep'in halk dilindeki söylenişi
ZİNNUR: Nurlu ışıklı
ZİŞAN: Şanlı ünlü çok tanınmış
ZİYNET: Süs süs eşyası
ZUHAL: Satürn
ZÜBEYDE: Öz asıl
ZÜHAL: Dokuz gezegenden altıncısı (Satürn)
ZÜHRE: Çiçek açan / Çoban yıldızı (Venüs)
ZÜLAL: Berrak saf tatlı soğuk su
ZÜLEYHA: Hz. Yusuf'un karısının adı
ZÜLFİYE: Saçları çok güzel olan
ZÜMRA: Güzel iyi ahlaklı - Zeki bilgili kadın
ZÜMRÜT: Yeşil renkli bir değerli taş
CANAN: Sevgili yar
CANDAN: Yürekten içten
CANEL: İçten candan uzatılan dostluk eli
CANKAT: Yaşamına can ekle sevinçle dol
CANSEL: Cana dair canla ilgili
CANSIN: İçten gönüldensin
CANSU: Cana benzer değerde
CAVİDAN: Ebedi sonsuz
CELİLE: Büyük ulu
CEMİLE: Hoşa giden davranış
CEMRE: Önce havada sonra suda ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi
CENNET: Dinsel inançlara göre iyilerin ölünce gideceğine inanılan yer
CEREN: Ceylan ahu
CEVHER: Bir şeyin özü - Güç enerji - Değerli taşlar
CEVRİYE: Eziyet cefa sıkıntı
CEYDA: Yararlı herkese iyilik yapan
CEYLA: Bu isim de çok istek almasına rağmen ben anlamını bulamadım. Bilen varsa lütfen yazsın.
CEYLAN: Geyik cinsinden gözlerinin güzelliğiyle ünlü hayvan
CİHAN: Evren alem
CİHANNUR: Alemi aydınlatan nurlu ışık
CİLVENAZ: Nazı özellikle yapan / Cilveyle nazı birarada bulunduran
__________________
DAMLA: Bir sıvının küçük parçacığı
DEFNE: Yaprakları güzel kokulu yaz kış yeşil olan bir ağaç türü
DELFİN: Yunus balığı
DEMET: Sapları bir araya getirilip bağlanan bitki ya da çiçek
DENİZ: Yeryüzünün 3/4'ünü oluşturan tuzlusu tabakası
DEREN: Derleyen toplayan
DERİN: Yüzeyi tabanından uzak olan
DERYA: Deniz çok bol gönül
DESTAN: Kahramanlık olaylarını konu alan şiir
DESTE: Cinsleri aynı ya da birbirine yakın şeylerin birarada bağlanması
DEVRAN: Talih kader
DİBA: Çiçek desenli ipek kumaş - Sevgilinin yüzü
DİCLE: Güneydoğu bölgemizde bir nehir
DİCLEHAN: Dicle ve han kelimelerinden oluşan isim
DİDE: Göz (Arapça)
DİDEM: Dide Göz: Didem= Gözüm
DİLAN: Gönül dostu gönüldaş
DİLARA: Gönül alıcı sevgili
DİLAY: Gönlü ay gibi parlak ışıklı olan / ışıl ışıl berrak konuşan
DİLBERAN: Dilberler güzeller
DİLBERAY: Ay gibi güzel kadın
DİLDAR: Birinin gönlünü almış sevgili
DİLEK: İstek arzu
DİLER: İsteyen dileyen
DİLHAN: İçten samimi söylenen
DİLRUBA: Gönül kapan herkesi kendine bağlayan
DİLŞAD: Gönlü hoş
DOLUNAY: Ayın tam olarak görünen biçimi
DÖNDÜ: Henüz evlenmemiş kız
DURU: Saf berrak
DUYGU: His gönülde uyanan yankı ya da tepki
DÜNYA: Yeryüzü
DÜRDANE: İnci tanesi
DÜRRİYE: İnci gibi parlayan
__________________
EBRU: Kaşe / Hare gibi dalgalı kumaş
ECE: Reis / Ulu / İlerigelen
ECEHAN: Yönetici konumundaki ecekraliçe
ECEM: Kraliçem benim sultanım
EDA: Anlatış yolu ve biçimi / Sevimli olma hali
EDİBE: Edepli terbiyeli - Edebiyatla uğraşan yazar
EDİS: Benzerlerinden üstün yüce
EFSER: Taç
EFTALYA: Bir dönemin ünlü gayrimüslim ses sanatçısı Denizkızı Eftalya'dan
EGE: Bir çocuğu koruyan ondan sorumlu olan - Bir deniz
EKİM: Ekme yetiştirme - Yılın onuncu ayı
EKİN: Buğday / Tahılın ekimden harman dönemine kadarki hali / Kültür
ELA: Sarıya çalar kestane rengi
ELÇİN: Deste / Demet / Bir kerede ele alınabilecek kadar az olan nesne
ELİF: Arap alfabesinin ilk harfi / dost tanıdık / ışık saçan güzel kız
ELMAS: Billurlaşmış karbondan oluşan sert değerli taş
ELVAN: Renkli renk renk / güzel kokuların yayılması
EMEL: Güçlü istek / Umulan ve beklenen şey
EMİNE: Güvenilir inanılır kimse
ENGİN: Uçsuz bucaksız genişlikte - Denizin karadan uzak geniş bölümü
ENİSE: Sevimli / Dost / Cana yakın arkadaş
ERDEN: Bakire - El sürülmemiş yer
ERGÜL: Erler içinde seçkinleşen erlerin gülü
ERTAÇ: Erkeklerin baştacı olmuş güzel
ESEN: Sağ salim rahat mutlu sağlıklı
ESER: Rüzgarın esmesi/ Ortaya konan yapıt
ESİN: Rüzgar / İlham /İçe doğan duyguve düşünce
ESMA: Adlar isimler
ESMERAY: Ay güzelliğinde esmerlik
ESRA: Arapça seri kelimesinden (ardarda sıralanan)'den esra
EVREN: Var olan şeylerin tümü - Felek cihan
EVRİM: Değişim ve gelişmeler dizisi
EVŞEN: Hafif / Şen olan ev gibi de tanımlanabilir
EYLEM: Değişiklikdoğuran davranış iş
EYLÜL: Yılın 30 gün süren 9. ayı (Güz'ün başlangıcı)
EYŞAN: Şanlı güzel güzelliği ile ünlü
EZGİ: Belli bir kuralla yaratılan duygu meydana getiren ses dizisi şarkı türkü
EZRA: Sözü konuşması düzgün
__________________
FADİK: Fatma adının bir söyleniş biçimi
FADİME: Fatma adının bir söyleniş biçimi (Fa-tı-ma)
FADİŞ: Fatma adının bir söyleniş biçimi
FAHİRE: Övünülecek iftihar edilecek - Kıymetli - Parlak güzel mükemmel FAHRİYE Bir karşılık beklemeden yapılan iş - Bir şiir türü
FAHRİYE: Bir işi çıkar beklemeden yapan
FAHRÜNİSSA: Övünülecek değerde kadın
FATMA: Sütten kesme / Aslı Fatima
FATMANUR: Fatma ve nur kelimelerinden türetilen isim
FATOŞ: Fatma adının halk arasında birbaşka söyleniş biçimi
FAZİLET: Erdem / İyi huyların tümü
FEHİME: Anlayışlı çabuk kavrayan
FERAH: Bol geniş / Rahatlık veren / Gönlü şenlendiren
FERAY: Aydınlık parlak
FERAYE: Ay ışığı
FERDA: Yarın / Gelecek zaman/ mecazi anlamda kıyamet günü
FERHAN: Sevinçli mesut
FERHUNDE: Mübarek kutlu uğurlu
FERİDE: Tek eşsiz benzeri olmayan
FERİHA: Sevinçli ferah
FERZAN: Bilim
FEVZİYE: Galip gelen üstün - Tanrının bereketiyle ilgili
FEYMAN: Ahlaki olgunluk
FEYZA: Başarılı refah içinde mutlu
FEZA: Uzay evrenin genişliği
FİDAN: Ağaçların genç ve yeni yetişeni
FİGEN: Çiçek demeti / Gölge yapan gölge düşüren
FİKRET: Fikir düşünce - Amaç niyet
FİKRİYE: Düşünce ile fikir ile ilgili
FİLİZ: Ağaçtan süren taze dalcıklar
FİRDEVS: Cennetteki altıncı bahçenin adı
FİRUZE: Mesut mutlu - Açık yeşille gök mavisi renkleri arasında kıymetli taş
FULDEM: Her zaman geniş açık görüşlü
FULDEN: Her zaman geniş açık görüşlü
FULYA: Nergislerden soğan köklü bir bitki
FUNDA: Küçük çalılık / Süpürge otu
FÜREYYA: Parlak ışıltılı günler
FÜRUZAN: Çok parlak parlayıcı aydınlık
FÜSUN: Efsun / Büyü sihir
__________________
GAMZE: Çene ya da yanakta gülümserken beliren çukurluk
GAYE: Amaç erek varılmak istenen hedef
GAZAL: Ceylan geyik - Güzel iri göz
GENCAY: Hilal
GİZEM: Sır / bilinmeyen şeyler esrarengizlik
GONCA: Açılmamış tomurcuk halinde gül
GÖKBEN: Özü genç olan
GÖKÇE: Sevimli güzel / Gök rengi mavimsi
GÖKÇEN: Mavi gözlü
GÖKNİL: Gökyüzüne ait olan Gök + Nil olarak da düşünülebilir
GÖKNUR: Nurlu ışıklı aydınlık gökyüzü
GÖKSU: Mavi su akarsulara verilen ad
GÖKŞİN: Gök gibi mavi gözlü / Sonsuz mavi derinlik
GÖNÜL: Kalp eğilim sevgi arzu heyecan gibi duyguların bulunduğu yer
GÖRKEM: İhtişam gösteriş
GÖZDE: Göze girmiş birince sevilip beğenilen
GÜHER: İnci / Soy sop
GÜL: Gülgillerin örneği olan bitki ve bunun çiçeği
GÜLAY: Güllerin açtığı ay mayıs
GÜLBAHAR: Ebru yapmakta kullanılan koyu kırmızıboya
GÜLBEN: Ben gül'üm anlamında
GÜLBİZ: Bizim gülümüz
GÜLCAN: Gül gibi güzel canlı
GÜLÇİN: Gül derleyen gül toplayan
GÜLDEM: Hiç solmayan her dem gül her dem gülen
GÜLDEN: Gül gibi güle ait gülden yapılmış
GÜLDEREN: Gül toplayan
GÜLDESTE: Gül destesi
GÜLEN: Güleç yüzlü
GÜLENDAM: Gül gibi endamlı zarif görünümlü
GÜLER: Gülen sevinçli
GÜLFEM: Gül dudaklı gül ağızlı
GÜLFİDAN: Gül fidanı gibi endamlı
GÜLGÜN: Gül renginde kırmızı pembe
GÜLHANIM: Gül gibi güzel kadın
GÜLİN: Güle ait olan gülden gelen
GÜLİSTAN: Gül bahçesi
GÜLİZ: Gül gibi güzel iz bırakan
GÜLİZAR: Gül yanaklı
GÜLLÜ: Güzel kadın / Gülü olan
GÜLNAZ: Gül gibi ince ve narin
GÜLNİHAL: Gül fidanı
GÜLNUR: Çevresini aydınlatan gül
GÜLPEMBE: Gül pembesi / Gül gibi pembe yanaklı
GÜLRİZ: Gül saçan gül serpen
GÜLSELİ: Gül seli
GÜLSEN: Gül gibi güzel
GÜLSEREN: Gül toplayan dağıtan
GÜLSOY: Gül gibi güzel bir soydan gelen
GÜLSÜM: Yuvarlak yüzlü güzel
GÜLSÜN: Yaşam boyu yüzü hep gülsün anlamında
GÜLŞAH: Gül dalı güllerin kraliçesi
GÜLŞEN: Gülistan / Gül bahçesi
GÜLTEN: Gül gibi pembe tenli
GÜLÜMSER: Her zaman gülümseyen
GÜN: Gündüz vakti / Aydınlık
GÜNAL: Gün al yaşa kızıl renkli güneş
GÜNER: Güneşin doğma zamanı - Fecr
GÜNEŞ: Kendi sistemi içindeki gezegenlere ısı ışık veren gökcismi
GÜNGÖR: İyi günler yaşa anlamında
GÜNİZ: Günün başlangıcını belirleyen görüntü
GÜNNUR: Güneş ışığının aydınlığı nuru
GÜNSEL: Günle ilgili güne ait
GÜNSELİ: Işık seli bol parlak ışık demeti
GÜRCAN: Herkesi seven özveride bulunan
GÜVEN: Birşeyden beklenen niteliğe inanıp ona göre davranmak
GÜZİDE: Seçkin seçme seçilmiş
GÜZİN: Seçici beğenici
------------------------------------------------------------------
HABİBE: Seven sevgili dost
HACER: Taş kaya parçası çakıl
HAFİZE: Koruyucu esirgeyici
HALE: Ayın çevresinde görülen ışıklı halka
HALENUR: Ayın ya da güneşin çevresindeki halkadan geçen ışık
HALİDE: Sürüp gelen sürekli geç yaşlanan
HALİME: Sakin sessiz
HAMİDE: Şükredici hamd edici
HAMİYET: İnsanın aile ve ülkesini koruma çabası iyilik severlik
HANDAN: Gülen şen
HANDE: Gülüş gülme / alay etme eğlenme
HANIM: Soylu kadın bayan
HANİFE: Allah'ın birliğine inanan iman eden
HARİKA: Eşyanın tabiatı dışında doğa üstü garip şey olağanüstü
HASİBE: Kişisel değeri olan ünlü soydan gelen
HASRET: Ele geçirilemeyen bir şeye üzülmek - İç çekme inleme
HATIRA: Anı andaç
HATİCE: Erken doğan kız çocuğu
HAVVA: Allah'ın yarattığı ilk kadın
HAYAL: İnsanın beyninde kurduğu düşünceler kesitler olaylar
HAYAT: Yaşam doğumdan ölüme kadar geçen süre
HAYRİYE: Hayr'la iyilikle ilgili
HAYRÜNİSSA: Kadınların hayırlısı
HAZAL: Haz duy tad al anlamında
HAZAN: Güz sonbahar
HAZER: Deniz büyük su
HEDİYE: Armağan bahşiş
HİCRAN: Ayrılık - Unutulmaz acı keder
HİLAL: Gül yanaklı
HURİ: Cennet kızı melek
HURİYE: Melekle ilgili melek gibi
HÜLYA: Kuruntu hayal
HÜMEYRA: Aklık beyazlık
HÜNER: Marifet beceri herkesin yapamadığı şeyleri yapmak
HÜRMÜZ: Zerdüşt dininde iyilik ve hayır tanrısı
HÜRREM: Sevinçli hoş vakit geçiren
HÜRRİYET: Özgürlük
HÜSNİYE: Güzellikle ilgili güzelliğe ait
__________________
ILGAZ: Hücum akın - Bir dağ
ILGIN: Akdeniz bölgesinde yetişen birtür ağaç
IRMAK: En büyük akarsu nehir
IŞIK: Cisimleri görmemizi sağlayan fiziksel erke
IŞIL: Aydınlık parlak ışık
IŞILAY: Ay ışığı mehtap
IŞILTI: Parıltı titrek ışık
IŞIN: Bir ışık kaynağından çıkan ışık demeti
ITIR: Güzel koku / Çiçek
---------------------------------------------------
İCLAL: Azamet büyüklük ağırlama ikram
İDİL: Kır hayatını anlatan şiir ya da yazı - İçten saf aşk
İFFET: Temizlik namuslu olmak
İKBAL: Baht açıklığı işlerin doğru gitmesi
İLAYDA: Su perisi
İLCAN: Ülkenin canı sevdiği
İLGİN: Yabancı gurbette yaşayan
İLHAN: Moğol hükümdarı
İLKAY: Ayın ilk hali
İLKBEN: Ben ilk'im anlamında
İLKCAN: İlk doğan çocuklara verilen ad
İLKE: Temel düşünce ana görüş ve inanış
İLKİN: Önce öncelikle
İLKNUR: Ayın ilk hali
İLKSEN: Önce sen anlamında
İLKYAZ: Bahar sonu Yaz başlangıcı
İLSU: lkenin suyu bereketi
İLTER: Yurdunu seven koruyan
İMGE: Zihinde tasarlanan /düş hayal gibi gerçekleşmesi özlenen şey
İMRAN : Bayındırlık mutluluk bollukbereket
İMREN: Görünen bir şeyi ya da bir isteği elde etme isteği
İNCİ: İstiridyede oluşan küçük değerli süs tanesi
İNCİNUR: İnci gibi ışıklı parlak
İPEK: İpek böceği kozası çözülerek çıkarılan ince parlak tel
İREM: Cennet / Şam ya da Yemende bulunduğu ileri sürülen eski ünlü bahçe
İSMİHAN: Hükümdar ismi
İYEM: Güzellik
İZEL: İz + El /El izi anlamında
İZGİ: İyi güzel adaletli
__________________
JALE: Kırağı çiğ şebnem
JALENUR: Parlayan ışıldayan çiy
JÜLİDE: Karışık dağınık saç
-----------------------------------------
KADER: Değişmez bir karar ile iyilik yada kötülük hazırladığına inanılan olağan üstü güç
KADRİYE: Değerle ilgili / İtibar onur
KAMELYA: Çaygillerden büyük çiçekler açan bir bitki - Yabangülü
KAMİLE: Tam eksiksiz - Kemale ermiş - Bilgin bilgili
KAMURAN: İstediğine ulaşmış mutlu
KARANFİL: Kokulu bir çiçek
KARDELEN: Baharda çok erken açan bir çiçek - Çiğdem
KARMEN: Parlak kırmızı
KAYRA: Büyük birinden gelen iyilik - İhsan
KERİMAN: Cömert - Ulu büyük
KERİME: Cömert - Ulu büyük - Kız çocuk
KEVSER: Cennette bir akarsuyun adı
KEZBAN: Aslı Kedbanu - vekilharç kadın (evi çekip çeviren)
KISMET : Talih nasip kader
KIVILCIM: Yanan bir maddeden sıçrayan ateş parçası
KIYMET: Değer paha (baha) bedel
KİBARİYE: İnce zarif - Cömert asil
KİRAZ: Gülgillerden bir meyva ağacının sulu
KÖSEM: Sürülere rehberlik eden - Cildi temiz pürüzsüz
KUMRU: Güvercinden küçük boz renkli kuş
KÜBRA: En büyük
LALE: Yaprakları uzun çiçekleri kadeh biçiminde çeşitli renkleri olan soğanlı bir süs bitkisi
LALEHAN: Lalelerin sultanı
LAMİA: Parlak parlayan
LATİFE: Yumuşak hoşgüzelnazik - Güldüren güzel söz şaka
LEMAN: Parlama parıltı
LEMİDE : Parlak parıldayan
LERZAN: Titreyiş titrek
LETAFET: Latiflik hoşluk - Güzellik
LEYLA: Uzun ve karanlık gece
LÜTFİYE: İyi muamele güzellik ve hoşlukla ilgili
LÜTUF: İyilik güzellik hoşluk - İhsan bağış
MACİDE: Şan ve şeref sahibi
MAHİNUR: Ay ışığı - Ay yüzlü güzel
MAHMURE: Uyku basmış yarı baygın göz
MAKBULE: Alınan kabul olunan beğenilen
MANOLYA: Beyaz güzel kokulu ağaç ve çiçekleri
MARAL: Dişi geyik ceylan karaca
MEDİHA: Övülmeye neden olan
MEFHARET : Övünç övünme kıvanç
MEFKURE: Ulaşılmak istenilen en yüce amaç
MEFTUN: Gönül vermiş tutkun
MEHPARE: Ay parçası
MEHTAP: Ay ışığı Dolunay
MEHVEŞ: Ay yüzlü güzel
MELAHAT: Güzellik güzel yüzlülük yüzünde tatlı ifade olmak
MELDA: İnce ve taze vücutlu
MELEK: Allah ile insanlar arasında aracılık yapan manevi yaratık
MELİHA: Güzel Şirin
MELİKE: Kadın hükümdar hükümdarın karısı
MELİS: Bal arısı
MELİSA: Baklagillerden yaprakları liomu andıran kokulu bir bitki
MELODİ : Ezgi müzik parçası
MELTEM: Yazın karadan denize doğru esen mevsim rüzgarı
MENEKŞE: İnce saplı ufak mavi çiçekli güzel kokulu bitki
MENGÜ: Ebedi ölümsüz
MERİÇ: Bulgaristanla olan sınırımızda bulunan bir nehir
MERİH: Dokuz gezegenden biri (Mars)
MERVE: Mekke yakınlarında bir dağ
MERYEM: Dinine bağlı kadın
MESUDE: Mutlu bahtiyar
MISRA: Şiirin bir satırı
MİHRİBAN: Seven şefkatli
MİMOZA: İnce sarı yapraklı çiçek açan bir süs bitkisi
MİNE: Maden eşya üstündeki renkli sır tabakası
MİRAY: Yılın ilk aylarında doğan / Güneş gibi ay gibi parlayan
MUALLA: Makam ve rütbece yüksek olan
MUAZZEZ: Saygı uyandıran kıymetli - İzzet şeref sahibi
MUHTEREM: Saygın saygıdeğer
MUKADDER: Tanrı hükmü kader alın yazısı
MUKADDES: Kutsal olan mübarek olan Mukaddes Kutsal olan mübarek olan
MUNİSE: Sıcak kanlı sevimli
MUZAFFER: Zafer kazanan üstün gelen
MÜBERRA: Aklanmış temize çıkarılmış
MÜCELLA: Parlak cilalanmış
MÜESSER: Eser bırakan eser sahibi
MÜGE: İnci çiçeği
MÜJDE: İyi haber sevinçli haber
MÜJGAN: Kirpik
MÜKRİME: İkramı bol olan
MÜNEVVER: Aydınlatılmış parlak ışıklı bilgili
MÜNİRE: Işık veren aydınlatan
MÜRÜVVET: Kişilik şahsiyet insanlık
MÜŞERREF: Onurlandırılmış şerefli kılınmış
MÜYESSER: Kolaylıkla yapılan
MÜZEYYEN: Süslü süslenmiş bezenmiş
__________________
NACİYE: Kurtulmuş selamete kavuşmuş
NADİDE: Görülmemiş görülmedik ender bulunan
NADİRE : Az bulunur seyrek ender bulunan
NAFİA: Bir yeri güzelleştirmek için yapılan çalışmalar
NAGEHAN: Ansızın
NAĞME: Ezgi uyumlu ses
NAHİDE: Venüs - Ergenlik çağındaki kız
NAİLE: İsteğine ulaşmış
NALAN: İnleyen
NAME: Mektup - Aşk mektubu
NARİN: Zarif ince yapılı
NAŞİDE: Şiir okuyan yazan
NAZ: Kendini beğendirmek amacıyla yapılan davranış
NAZAN: Nazlanan işve yapan cilve yapan
NAZENDE: Nazlanan - Sevgili
NAZİFE: Zarif kibar - Temiz
NAZLI: Naz eden cilveli işveli
NAZMİYE: Şiirle ilgili düzenli
NEBAHAT: Onur şeref ün
NECLA: Çocuk evlat oğul kuşak sülalenesil
NECMİYE: Yıldızlarla ilgili yıldızlara ait
NEDİME: Hoş sohbet kadın - Kadın arkadaş
NEDRET: Az bulunan
NEFİSE: Beğenilen hoş güzel
NEHİR : Irmak büyük akarsu
NERGİS: Çiçekleri ayrı ayrı ya da bir kök üzerinde sarı ve beyaz renkte bir bitki
NERİMAN: Pehlivan yiğit
NERMİN: Nazik ince
NESLİHAN: Han soyundan gelen
NESLİŞAH: Şah soyundan gelen
NESRİN: Bir tür yaban gülü
NEŞE: Sevinç gönül ferahlığı
NEVAL: Talih - Bağış ihsan
NEVCAN: Yeni doğmuş
NEVİN: Yeni
NEVRA: Işıklı parlak çiçek
NEZAHAT: İç temizliği paklık
NEZAKET: Naziklik zariflik incelik ç
NEZİHE: Temiz pak
NİDA: Seslenme çağırma seslenen
NİGAR: Resim resim gibi güzel
NİHAL: İnce ve düzgün vücutlu fidan gibi
NİHAN: Gizli saklanmış görünmeyen sır giz
NİL: Afrika kıtasında bir nehir
NİLAY: Nil'e ışık saçan
NİLGÜN: Mavi renkte çivit rengi
NİLÜFER: Geniş yapraklı durgun sularda yetişen bir su bitkisi
NİMET: İyilik iyi bir yaşantı için gerekli şeyler
NİSA: Kadın
NİSAN: Yılın dördüncü ayı
NUR: Işık parıltı aydınlık Allah'ın gönderdiği ışık
NURAL: Kutsal ışık
NURAN: Işıklı nurlu aydın
NURAY: Ay ışığı gibi nurlu
NURCAN: Işık canlı can ışığı
NURÇİN: Işık derleyen
NURDAN: Işıklı parlak
NURGÜL: Işıklı gül gül gibi güzel ve aydınlık
NURHAN: Aydın hükümdar
NURİYE: Işıklı ışıktan gelme
NURPERİ: Peri kadar aydınlık güzel
NURSEL: Sel gibi ışık
NURSELİ: Işık seli
NURSEN: Işık gibi nurlu
NURŞEN: Işık gibi şen ve güler yüzlü
NURTEN: Teni ışık gibi beyaz olan
NÜKHET: Güzel ve hoş kokulu
__________________
OKŞAN: Sevil sevgiye değer ol
OLCA: Düşmandan ele geçirilen mal ganimet
OLCAY: Talih baht ikbal
ORKİDE: Az bulunup zor yetiştirilen değerli bir çiçek
OYA: İpek ibrişim kullanılarak iğne fırkete gibi şeylerle yapılan ince dantel
ÖĞÜN: Kendini yüceltgurur duy - Zaman - Kez defa - Önde gelen
ÖĞÜT: Birisine ne yapıp ne yapmaması gerektiğini belirten söz
ÖMÜR: Yaşama süresi - Hayat
ÖNGÜL: Direnen inatçı - Kılavuz - Öncü teşvik eden
ÖVGÜ: Övmek için kullanılan söz
ÖVGÜL: Övülmeye değer
ÖVÜN: Başarılarınla niteliklerinle yücel
ÖYKÜ : Hikaye / Masal
ÖZDEN: Özgür özle ilgili
ÖZGE: Başka yabancı iyi güzel
ÖZGEN: Özü geniş rahat
ÖZGÜL: Bir türe ait olan - Özü gül gibi olan
ÖZLEM: Hasret birine ya dabir yere duyulan görme arzusu
ÖZLEN: Görülmek istenilen ol hasreti çekilen ol
ÖZNUR: Özü ışıklı aydınlık
ÖZÜN: Şiir - Hak edilmiş ün
PAKİZE: Çok temiz hoş ve güzel
PAPATYA: Taç yaprakları beyaz ortası sarı baharda açan bir kır çiçeği
PARLA: Parlamak fiilinin emir kipi 3. tekil şahıs
PELİN: Siyah ve beyaz renkte acı kokulu bir tür bitki
PELİNSU : Pelin + Su (Bkz Pelin)
PEMBE : Açık kırmızı renk
PERÇEM: Kakül - Mızrak bayrak gibi şeylerin üzerine konulan püskül
PEREN: Ülker yıldızı
PERİ : Çok güzel çekici dişi cin
PERİHAN: Peri padişahı perilerin başı
PERRAN: Uçan uçucu
PERVİN: Ülker yıldız takımı (Süreyya)
PETEK: Arıların bal depoladığı yuvacık
PINAR: Suyun topraktan kaynayıp geldiği yer
PIRILTI: Parıldayan şeylerin çıkardığı ışık
PİRAYE: Süs bezek
PÜREN: Sarı kırmızı renkte açan küçük yapraklı bir tür ot
RABİA: Dördüncü
RAHİME: Acıyan esirgeyen
RAHŞAN: Işıltı
RANA: Güzel hoş
RAZİYE: Kabul eden boyun eğen
REBİA: Bahar
REFAH: Bolluk rahatlık
REFİKA: Eş zevce
REMZİYE: Sembolik simgesel
RENAN: İnleyen
RENGİN: Parlak renkli - Hoş süslü
REŞİDE: İyiyi doğruyu seçebilen ergin
REVAN: Su gibi akan - Ruh can
REYHAN: Fesleğen güzel kokulu bitki
REZZAN: Ağır başlı vakur ciddi
RUHAN: Güzel kokulu
RUHSAR: Yüz çehre
RUHŞEN: Neşeli canlı
RÜYA: Düş / Uyku anında bilinç altında oluşan kurgular
RÜYET: Görme.Kalp gözüyle görme
SAADET: Mutluluk
SABAH: Günün başlangıcı
SABAHAT: Güzellik
SABİHA: Güzel şirin
SABİTE : Yerinde duran kımıldamayan
SABRİYE: Sabırlı dayanıklı
SACİDE: Secdeye varan yere yüz süren
SADRİYE: Göğüsle ilgili
SAFİYE: Katıksız katışıksız saf
SAHİBA: Bir şeyi elde etmiş olan
SAHURE: Sahur zamanı doğan kız çocuğuna verilen ad
SAİME : Oruç tutan oruçlu
SAKİNE: Oynamayan kımıldamayan durgun
SALİHA: İyi yarar yetkili hakkı olan
SALİME: Eksiksiz sağ sağlam
SAMİME: Bir şeyin temeli en köklü yeri
SAMİYE: Yüksek ulu
SANAY: Ay gibi güzel
SANEM: Put - Güzel kadın
SANİA: Sanat eseri yaratan - Yapan oluşturan
SANİYE: Dakikanın 60'ta biri süresinde zaman birimi
SATI: Düğün alışverişi - Satış alışveriş
SEBLA: Uzun kirpikli göz
SEÇİL: Beğenilen seçilen
SEDA: Yankı ses
SEDEF: Midye ve istiridye gibi hayvanların beyaz ışıltılı parlak kabuğu
SEDEN: (Sedan) sesin seslenişin
SEHER: Tan ağartısı ortalığın aydınlandığı an
SELCAN: Hareketli coşkulu
SELDA: (Seldağ) Dağ seli dağdan inensel
SELEN: Haber havadis kulakla duyulanişitilen
SELİN: Senin Sel'in Sana ait sel
SELMA: Doğru ve iyi yolda selamette olma
SELVİ: Yaz kış yeşil kalan ince uzun birağaç
SEMA: Gökyüzü
SEMAHAT: Cömertlik el açıklığı
SEMİHA: Cömert gönüllü eli bol
SEMİN: Değerli pahalı
SEMİRAMİS: Asur kraliçesinin adı
SEMRA: Esmer
SENA: Övme övüş - Şimşek parıltısı
SENAY: Ay gibisin sen anlamında
SENEM: Tapılacak kadar güzel kadın sevgili
SENİHA: Yüce yüksek
SERAP: Çölde uzaktan su gibi görünen ışık yanıltmacı
SERAY: Ay gibi güzel
SEREN: Yelken gerilmek üzere direğe çapraz takılan ağaç
SERİN: Ilıkla soğuk arası
SERPİL: Serpilmiş gelişmiş
SERRA: Rahatlık kolaylık
SERTAP: İnatçı
SERVA: Masal
SEVAL: Severek alınan
SEVCAN: Sevgili insan
SEVDA: Aşk sevgi tutku tutkunluk
SEVGİ: Aşk sevme duygusu
SEVİL: Sevgiye değer sevilen
SEVİLAY: Ay gibi hep sevilen
SEVİM: Birine yakınlık duymak sempati
SEVİN: Memnun ol neşelen
SEVİNÇ: Neşe iç ferahlığı
SEVTAP: Aşırı tapacak kadar sevgi duyan
SEYHAN: Kenten kente yolculuk
SEYRAN: Gezinme
SEYYAL: Akışkan sıvı yerinde duramayan
SEZA: Uygun yaraşan
SEZAL: Sezgili
SEZEN: Sezgisi güçlü olan
SEZER: Sezgisi güçlü olan
SEZGİ: Anlama sezme yeteneği
SEZGİN: Duygulu anlayışlı
SICAK: Sıcakkanlı cana yakın
SIDIKA: Çok içten ve doğru kimse
SILA: Gurbete çıkanın doğup büyüdüğü yer
SIRMA: Altın yaldızlı ya da yaldızsız ince gümüş tel
SİBEL: Bulutla yer arasında yere düşmeyen yağmur damlası / Buğday başağı
SİMA: Düz çehre - İnsan tip
SİMGE: Alamet sembol birşeyi anlatan im imge
SİNEM: Benim tenim benim vücudum göğsüm
SOLMAZ: Güzelliğini tazeliğini uzun süre koruyan
SONAT: Bir veya iki çalgı için yazılmış 3-4 bölümlü müzik eseri
SONAY: Yılın son ayı
SONGÜL: Son açan gül
SONNUR: Son ışık
SU: Rengi kokusu ve tadı olmayan saydam sıvı madde
SUAT: Mutlu mutlulukla ilgili
SULTAN: Hükümdar ailesinden anne kızkardeş
SUNA: Boylu poslu endamlı / Erkek ördek
SUNAY: Ay sun ay ışığı sun
SUZAN: Adak ayı
SÜHANDAN: Güzel konuşan
SÜHEYLA: Güney yönünde görünen parlak yıldızlar
__________________
ŞADİYE: Sevinç neşe mutluluk
ŞAFAK: Gündoğumundan önceki aydınlık
ŞAHİKA: Yüksek yüce dağın zirvesi
ŞAZİMENT: Allah'ın adamı- Allah'a ait olanonun yolundan giden kişi
ŞAZİYE: Özellikleri kimseye benzemeyen
ŞEBNEM: Çiğ gece nemi jale
ŞEFİKA: Şefkatli acıması esirgemesi bol olan
ŞEHNAZ: Doğu müziğinde bir makam / Çoknazlı
ŞEHRAZAT: Özgür
ŞEHRİBAN: Şehrin ileri geleni
ŞELALE: Büyük çağlayan çavlan akarsunun yüksekten yere düştüğü bölümü
ŞENAY: Mutlu geçen ay
ŞENGÜL: İnsanın içini açan gül / hep şen olup hep gülmek
ŞENİZ: Mutlu sevindiren iz hatıra
ŞENNUR: Işık saçan neşe saçan
ŞERİFE: Şerefli kutsal
ŞERMİN: Utangaç
ŞEVKİYE: Neşeyle istekle ilgili
ŞEVVAL: Arap takviminin onuncu ayı
ŞEYDA: Çılgın deli divane
ŞEYMA: Eski Türk adlarından
ŞİİR: Zengin sembollerle uyumlu seslerle ortaya çıkan edebi anlatım biçimi
ŞİRİN: Cana yakın sevimli
ŞÖLEN: Eğlence kutlama şenlik
ŞULE: Alev ateş alevi
ŞÜKRAN: İyilik bilme minnettarlık
ŞÜKRİYE: Görülen iyiliğe karşı şükretmek
TAÇNUR: Mutluluk
TAHİRE: Gündoğusundan esen rüzgar
TAHSİNE: Günün başlangıcı
TALHA: Güzellik
TALİA: Güzel şirin
TAMAY: Sabırlı dayanıklı
TANAY: Secde eden
TANSU: Şafak rengi vurmuş su
TANYEL: Katıksız arı - Seçilmiş
TARA: Sahur zamanı doğan kız çocuğuna verilen ad
TAYYİBE : İyi hoş çok temiz
TEKGÜL: Durgun - Kendi halinde sessiz
TENAY: Uygun yakışan - Yetkili olan - Dine uygun hareket eden
TENDÜ: Öz asıl
TENNUR: Yüksek ulu
TEZER : Çabuk ve erken
TİJEN: Ay gibi güzel
TİLBE: Put - Güzel kadın
TUBA: Sanat eseri yaratan - Yapan oluşturan
TUĞÇE: Dakikanın altmışta biri
TURNA: Avrupa ve Kuzey Afrika'da yaşayan göçmen kuş türü
TUTAM: Bir desteden daha / parmak uçlarıyla alınabilen / Tutmaktan tutam
TUTKU: İradeyi aşan güçlü coşku ihtiras
TÜLAY: İncelikle düşünce ile ilgili
TÜLİN: Uzun kirpikli göz
TÜNAY / TUNAY: Mehtap ay ışığı gece görülen aydınlık
TÜRKAN: Hakana saltanatta ortaklık edeneşi
TÜRKÜ: Yankı
__________________
ULVİYE: Yüce yüksek gökle ilgili
UMAY: Üzerinden geçtiği kişilere mutluluk getirdiğine inanılan kuş Devlet kuşu
UMUR: Görgü deneyim
UMUT: Ümit geleceğe güven duygusu
UZAY: Bütün varlıkları kaplayan sonsuz boşluk
UZEL: Usta becerikli
ÜLFER: Irmak büyük su
ÜLKER : Gökyüzünün kuzey kıyısında bir yıldız takımının adı
ÜLKÜ: Amaç ideal
ÜMMİYE : Okur yazar olmayan kadın
ÜMRAN: Mutluluk bolluk bereket / Bayındırlık
ÜNSEL: Ünü sel gibi aşan
ÜNSELİ: Ünü sellere benzeyen
ÜNZİLE: Gönderilmiş
__________________
VAHİDE: Tek bir
VARİDE: Gelen erişen - Söylenti
VASFİYE: Nitelikli
VEDİA: Korunması için bırakılan emanet
VEFİKA: Uygun aynı fikirde yoldaş
VELİDE: Yeni doğmuş çocuk
VERDA: Verdane (merdane Osm.) / Verd (Ar.)'den Verda gül anlamında
VESİLE: Neden sebep - Kavuşma
VİCDAN: İyiyi kötüden ayırmaya yarayan şuur ahlak
VİLDAN: Yeni doğmuş çocuklar
VUSLAT : Kavuşma yetişme ulaşma
YAĞMUR: Yeryüzüne düşen yağışın sıvı halinde olanı
YAKUT: Aliminyum oksit yapısında parlak kırmızı renkli değerli taş
YANKI: Sesin bir yere çarpıp geri dönmesi ile oluşan ikinci ses ses yansıması
YAPRAK: Ağaç ve bitkilerin yeşil kısımları
YAREN: Dost arkadaş
YASEMİN: Kokulu çiçekler açan bir tür ağaççık
YAŞAM: Hayat
YAZGÜLÜ : Yaz ve Gül tamlaması / Yazın açan gül "şimdilerde bir de güz gülleri var"
YELDA: Uzun ve siyah / Yılın en uzun gecesi
YELİZ: Yel ve iz rüzgar ve izi anlamında
YEŞİM: Yeşil renkli değerli taş
YETER : Kafi tamam gereksinimi karşılayacaknitelikte olan
YILDIZ: Güneş ve ay dışında gökyüzündeki ışıklı cisimlerden her biri
YONCA: Birçok türü bulunan bitki
YOSUN: Çiçeksiz bitkilerin suların yüzünde ve dibinde bulunan bir türü
YUDUM: Bir içimlik sıvı
YURDAGÜL: Yurduna güller saçan güzellik getiren
YURDANUR : Yurduna nur getiren
YÜKSEL: Özellikle manevi anlamda yüce ol
ZAHİDE: Dinin yasak ettiği şeylerden sakınan
ZAMBAK: Güzel iri çiçekli bir süs bitkisi
ZARAFET: İncelik güzellik
ZEHRA: Beyaz ve parlak yüzlü olan
ZEKİYE: Zeka sahibi kavrayışlı
ZELİHA: Züleyha su perisi
ZENNAN: Kadınlar
ZENNUR: Zinnur nurlu ışıklı
ZEREN: Anlayışlı zeki
ZERRİN: Altından yapılmış - Altın renginde - Bir cins çiçek - Fulya
ZEYNEP: Değerli taşlar mücevherler
ZEYNO: Zeynep'in halk dilindeki söylenişi
ZİNNUR: Nurlu ışıklı
ZİŞAN: Şanlı ünlü çok tanınmış
ZİYNET: Süs süs eşyası
ZUHAL: Satürn
ZÜBEYDE: Öz asıl
ZÜHAL: Dokuz gezegenden altıncısı (Satürn)
ZÜHRE: Çiçek açan / Çoban yıldızı (Venüs)
ZÜLAL: Berrak saf tatlı soğuk su
ZÜLEYHA: Hz. Yusuf'un karısının adı
ZÜLFİYE: Saçları çok güzel olan
ZÜMRA: Güzel iyi ahlaklı - Zeki bilgili kadın
ZÜMRÜT: Yeşil renkli bir değerli taş
ZAHİDE: Dinin yasak ettiği şeylerden sakınan
ZAMBAK: Güzel iri çiçekli bir süs bitkisi
ZARAFET: İncelik güzellik
ZEHRA: Beyaz ve parlak yüzlü olan
ZEKİYE: Zeka sahibi kavrayışlı
ZELİHA: Züleyha su perisi
ZENNAN: Kadınlar
ZENNUR: Zinnur nurlu ışıklı
ZEREN: Anlayışlı zeki
ZERRİN: Altından yapılmış - Altın renginde - Bir cins çiçek - Fulya
ZEYNEP: Değerli taşlar mücevherler
ZEYNO: Zeynep'in halk dilindeki söylenişi
ZİNNUR: Nurlu ışıklı
ZİŞAN: Şanlı ünlü çok tanınmış
ZİYNET: Süs süs eşyası
ZUHAL: Satürn
ZÜBEYDE: Öz asıl
ZÜHAL: Dokuz gezegenden altıncısı (Satürn)
ZÜHRE: Çiçek açan / Çoban yıldızı (Venüs)
ZÜLAL: Berrak saf tatlı soğuk su
ZÜLEYHA: Hz. Yusuf'un karısının adı
ZÜLFİYE: Saçları çok güzel olan
ZÜMRA: Güzel iyi ahlaklı - Zeki bilgili kadın
ZÜMRÜT: Yeşil renkli bir değerli taş
ZAHİDE: Dinin yasak ettiği şeylerden sakınan
ZAMBAK: Güzel iri çiçekli bir süs bitkisi
ZARAFET: İncelik güzellik
ZEHRA: Beyaz ve parlak yüzlü olan
ZEKİYE: Zeka sahibi kavrayışlı
ZELİHA: Züleyha su perisi
ZENNAN: Kadınlar
ZENNUR: Zinnur nurlu ışıklı
ZEREN: Anlayışlı zeki
ZERRİN: Altından yapılmış - Altın renginde - Bir cins çiçek - Fulya
ZEYNEP: Değerli taşlar mücevherler
ZEYNO: Zeynep'in halk dilindeki söylenişi
ZİNNUR: Nurlu ışıklı
ZİŞAN: Şanlı ünlü çok tanınmış
ZİYNET: Süs süs eşyası
ZUHAL: Satürn
ZÜBEYDE: Öz asıl
ZÜHAL: Dokuz gezegenden altıncısı (Satürn)
ZÜHRE: Çiçek açan / Çoban yıldızı (Venüs)
ZÜLAL: Berrak saf tatlı soğuk su
ZÜLEYHA: Hz. Yusuf'un karısının adı
ZÜLFİYE: Saçları çok güzel olan
ZÜMRA: Güzel iyi ahlaklı - Zeki bilgili kadın
ZÜMRÜT: Yeşil renkli bir değerli taş
ZAHİDE: Dinin yasak ettiği şeylerden sakınan
ZAMBAK: Güzel iri çiçekli bir süs bitkisi
ZARAFET: İncelik güzellik
ZEHRA: Beyaz ve parlak yüzlü olan
ZEKİYE: Zeka sahibi kavrayışlı
ZELİHA: Züleyha su perisi
ZENNAN: Kadınlar
ZENNUR: Zinnur nurlu ışıklı
ZEREN: Anlayışlı zeki
ZERRİN: Altından yapılmış - Altın renginde - Bir cins çiçek - Fulya
ZEYNEP: Değerli taşlar mücevherler
ZEYNO: Zeynep'in halk dilindeki söylenişi
ZİNNUR: Nurlu ışıklı
ZİŞAN: Şanlı ünlü çok tanınmış
ZİYNET: Süs süs eşyası
ZUHAL: Satürn
ZÜBEYDE: Öz asıl
ZÜHAL: Dokuz gezegenden altıncısı (Satürn)
ZÜHRE: Çiçek açan / Çoban yıldızı (Venüs)
ZÜLAL: Berrak saf tatlı soğuk su
ZÜLEYHA: Hz. Yusuf'un karısının adı
ZÜLFİYE: Saçları çok güzel olan
ZÜMRA: Güzel iyi ahlaklı - Zeki bilgili kadın
ZÜMRÜT: Yeşil renkli bir değerli taş
17 Mayıs 2015 Pazar
Hangi mantar nasıl pişirilir?
Mantarlar D vitamini dahil olmak üzere pek çok vitamin ve mineral içerir. Her mantar çeşidinin tercih edilen bir pişirme şekli bulunmaktadır.
Düğme mantarı
Beyaz mantar olarak da bilinen bu mantar çeşidi çok yaygındır. Daha kolay bulunabilen bu mantarlar genellikle çorbalardapizzalarda ve fast food yiyeceklerde kullanılır. ufak küpler halinde kesilip beyaz şarap veya zeytinyağında sotelendiğinde oldukça lezzetli bir hal alır.
Portobello Mantarı
Geniş bir şapkası ve etli bir dokusu olan bu mantarlar özellikle etle birlikte tercih edilir. Izgarası yapılabilen bu mantarların ufakları çorbalarda da kullanılabilir.
Şitake Mantarı
Özellikle asya mutfağına özgü yemeklerde kullanılan bu mantarlar sebzelerle birlikte kızartılıp pilavın yanı sıra servis edilebilir. Makarna ve salata içerisinde de kullanılabilir.
Kavak Mantarı
Diğer mantar türlerine göre daha az bulunan bu mantarın renkleri gri ve kahverengi arasında değişir. Kremalı soslardaet yemeklerinde ve deniz ürünleri tariflerinde kullanılır.
Hangi mantar nasıl pişirilir?
Mantarlar D vitamini dahil olmak üzere pek çok vitamin ve mineral içerir. Her mantar çeşidinin tercih edilen bir pişirme şekli bulunmaktadır.
Düğme mantarı
Beyaz mantar olarak da bilinen bu mantar çeşidi çok yaygındır. Daha kolay bulunabilen bu mantarlar genellikle çorbalardapizzalarda ve fast food yiyeceklerde kullanılır. ufak küpler halinde kesilip beyaz şarap veya zeytinyağında sotelendiğinde oldukça lezzetli bir hal alır.
Portobello Mantarı
Geniş bir şapkası ve etli bir dokusu olan bu mantarlar özellikle etle birlikte tercih edilir. Izgarası yapılabilen bu mantarların ufakları çorbalarda da kullanılabilir.
Şitake Mantarı
Özellikle asya mutfağına özgü yemeklerde kullanılan bu mantarlar sebzelerle birlikte kızartılıp pilavın yanı sıra servis edilebilir. Makarna ve salata içerisinde de kullanılabilir.
Kavak Mantarı
Diğer mantar türlerine göre daha az bulunan bu mantarın renkleri gri ve kahverengi arasında değişir. Kremalı soslardaet yemeklerinde ve deniz ürünleri tariflerinde kullanılır.
Kolay Nohut Soyma
Nohutları pirinç yıkama kabına boşaltın (bir tarafı çizik çizik delik kap) ve musluğun altına
Kolay Nohut Soyma
Nohutları pirinç yıkama kabına boşaltın (bir tarafı çizik çizik delik kap) ve musluğun altına
Soslu Meksika Bifteği
250 gr patates
150 gr bonfile
20 gr közlenmiş kırmızıbiber püresi
40 gr dana füme (arzuya göre)
25 gr frenk soğan (taze soğan da olur)
30 gr ekşi krema (Büyük marketlerden temin edilebilir. Yoksa süzme yoğurt
50 gr mantar sos
Bir gece öncesinden yağsız bonfile; sarımsak
Mantar sos tarifi: Tencereye sıvı yağ dökün. Yarım ay şeklinde doğranmış bir adet soğanı tavaya ilave edin ve soteleyin. Mantarları da ince ince doğradıktan sonra tavaya ekleyin. Mantarlar iyice pişene kadar kavurmaya devam edin. Ardından kremayı ilave edin. Kısık ateşte kaynamaya bırakın. Tuz ve karabiberle lezzetlendirin.
Not: Cheddar sos kullanmadığımız için ikinci katta mantar sosu döküldükten sonra üzerine rendelenmiş eski ya da kaşar peyniri kullanmanızı tavsiye ederim.
Soslu Meksika Bifteği
250 gr patates
150 gr bonfile
20 gr közlenmiş kırmızıbiber püresi
40 gr dana füme (arzuya göre)
25 gr frenk soğan (taze soğan da olur)
30 gr ekşi krema (Büyük marketlerden temin edilebilir. Yoksa süzme yoğurt
50 gr mantar sos
Bir gece öncesinden yağsız bonfile; sarımsak
Mantar sos tarifi: Tencereye sıvı yağ dökün. Yarım ay şeklinde doğranmış bir adet soğanı tavaya ilave edin ve soteleyin. Mantarları da ince ince doğradıktan sonra tavaya ekleyin. Mantarlar iyice pişene kadar kavurmaya devam edin. Ardından kremayı ilave edin. Kısık ateşte kaynamaya bırakın. Tuz ve karabiberle lezzetlendirin.
Not: Cheddar sos kullanmadığımız için ikinci katta mantar sosu döküldükten sonra üzerine rendelenmiş eski ya da kaşar peyniri kullanmanızı tavsiye ederim.
Abuganuş - Meze Tarifi
6 adet patlıcan
Yarım kg süzme yoğurt
6 diş sarımsak
Yarım kahve fincanı zeytinyağı
Tuz
Patlıcanları üzerlerine çizikler atarak fırında 200- 250 derece közleyin. Sonra kabuklarını soyun ve soğutun. İnce ince kesip didikleyin. Sarımsakları döverek
Afiyet olsun...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)